Elinizdeki eserde yüzyılın Osmanlı coğrafyasında oluşan sosyal, kültürel ve siyasi gelişmeleri; bu dönemin edebi şahsiyetlerini ve eserlerini değerlendirmeyi amaçladık.
Ancak yayınlanmış metinleri yeni bir değerlendirmeye tabi tutarak esere yeni değerlendirmeler ve bölümler ekledik. Çalışmamızda, bir coğrafyada olup bitenleri, etrafındaki dünyadan bağımsız düşünmenin mümkün olmadığını hesaba katarak zaman zaman dünyadaki siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmelere de değindik.
17. yüzyıl Türk edebiyatı, ifade ve kapsam bakımından bir hayli iddialı bir kavramdır. Birkaç istisna dışında, şimdiye kadar olduğu gibi, ifadenin kapsamını, sadece Osmanlı Devleti içersinde gelişen edebi hareketlilikile sınırlı görmek, doğru değildir. "Türk Edebiyatı", kavramı siyasi coğrafyamızın dışında çok geniş bir kültür coğrafyasını da ilgilendirmektedir. Ancak Türkçe edebi eserler bakımından bu yüzyıldan itibaren diğer coğrafyaların oldukça verimsiz bir duruma geldiği ve Hindistan, Ortaasya, İran ve Mısır gibi kültür ve medeniyet havzalarında Türkçe'nin yavaş yavaş edebi dil hüviyetini kaybettiği gözlenmektedir. Bu bakımdan, çalışmamızda daha ziyade Osmanlı Devleti'nin siyasi sınırları içersinde cereyan eden edebi hareketliliğe yer verilmiştir. Eserde, daha önce yayınlanan bölümler dışında, dönemin nesir örnekleri de kısaca değerlendirilmiş ve yüzyılın edebi eserleri bir bütünlük içersinde yansıtmıştır.
Elinizdeki eserde yüzyılın Osmanlı coğrafyasında oluşan sosyal, kültürel ve siyasi gelişmeleri; bu dönemin edebi şahsiyetlerini ve eserlerini değerlendirmeyi amaçladık.
Ancak yayınlanmış metinleri yeni bir değerlendirmeye tabi tutarak esere yeni değerlendirmeler ve bölümler ekledik. Çalışmamızda, bir coğrafyada olup bitenleri, etrafındaki dünyadan bağımsız düşünmenin mümkün olmadığını hesaba katarak zaman zaman dünyadaki siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmelere de değindik.
17. yüzyıl Türk edebiyatı, ifade ve kapsam bakımından bir hayli iddialı bir kavramdır. Birkaç istisna dışında, şimdiye kadar olduğu gibi, ifadenin kapsamını, sadece Osmanlı Devleti içersinde gelişen edebi hareketlilikile sınırlı görmek, doğru değildir. "Türk Edebiyatı", kavramı siyasi coğrafyamızın dışında çok geniş bir kültür coğrafyasını da ilgilendirmektedir. Ancak Türkçe edebi eserler bakımından bu yüzyıldan itibaren diğer coğrafyaların oldukça verimsiz bir duruma geldiği ve Hindistan, Ortaasya, İran ve Mısır gibi kültür ve medeniyet havzalarında Türkçe'nin yavaş yavaş edebi dil hüviyetini kaybettiği gözlenmektedir. Bu bakımdan, çalışmamızda daha ziyade Osmanlı Devleti'nin siyasi sınırları içersinde cereyan eden edebi hareketliliğe yer verilmiştir. Eserde, daha önce yayınlanan bölümler dışında, dönemin nesir örnekleri de kısaca değerlendirilmiş ve yüzyılın edebi eserleri bir bütünlük içersinde yansıtmıştır.