Bir iyileşme hikayesi...
“Tam 180 gün...
Altı ay ömür biçmişlerdi bana...
Şehrin üzerine kar yağmaya başlamış gibi üşüyordum. İliklerime kadar donuyordum.
Bütün uzuvlarım hissizleşmişti. Benim o anda, o hastane odasında yaşadığım hisse en yakın duygu, bir idam mahkûmunun infaz gününü öğrendiğinde hissettiği şey olabilir belki...”
Ölümle burun buruna gelen insanların yaşama bakışları çok daha farklı ve cesur oluyor. Dida Kaymaz yaşadığı bu farklı ve cesur yolculuğu tüm içtenliğiyle anlatıyor.
Acı üzerine bir kitap değil bu...
Umuda dair bir kitap...
Hastalığın değil, iyileşmenin kitabı...
Bir iyileşme hikayesi...
“Tam 180 gün...
Altı ay ömür biçmişlerdi bana...
Şehrin üzerine kar yağmaya başlamış gibi üşüyordum. İliklerime kadar donuyordum.
Bütün uzuvlarım hissizleşmişti. Benim o anda, o hastane odasında yaşadığım hisse en yakın duygu, bir idam mahkûmunun infaz gününü öğrendiğinde hissettiği şey olabilir belki...”
Ölümle burun buruna gelen insanların yaşama bakışları çok daha farklı ve cesur oluyor. Dida Kaymaz yaşadığı bu farklı ve cesur yolculuğu tüm içtenliğiyle anlatıyor.
Acı üzerine bir kitap değil bu...
Umuda dair bir kitap...
Hastalığın değil, iyileşmenin kitabı...