Çağımız “bilgi çağı“: Öncelikle 20. yüzyılın son çeyreğinde, bilimde, teknikte (dahası, günlük yaşamda) yeni sözcük ve terimler giderek artan bir hızla dile girdi ve benimsendi. Dillerde yer alan “ödünçleme“, “kısaltma“, “birleşme“ vb. yeni öğelerin sayısı sürekli arttı. Bu gelişmeleri genel dilin sözlüğüne aynı hızla aktarmak da gün geçtikçe zorlaşmakta. Dilbilimci Neşe Emecan, işte bu noktada, “ileride daha kapsamlı (belki bir ekip çalışmasıyla oluşturulacak) araştırmalara ve tarihsel sözlük hazırlayacaklara küçük bir katkı olmasını“ dilediği bu yapıtı hazırladı. “1960'tan Günümüze Türkçe“, kırk yıla yakın bir süre içinde dilimize giren yeni öğeleri örnekleyen, bu yeni öğelerin dile giriş sürecini tartışan bir kitap.
Çağımız “bilgi çağı“: Öncelikle 20. yüzyılın son çeyreğinde, bilimde, teknikte (dahası, günlük yaşamda) yeni sözcük ve terimler giderek artan bir hızla dile girdi ve benimsendi. Dillerde yer alan “ödünçleme“, “kısaltma“, “birleşme“ vb. yeni öğelerin sayısı sürekli arttı. Bu gelişmeleri genel dilin sözlüğüne aynı hızla aktarmak da gün geçtikçe zorlaşmakta. Dilbilimci Neşe Emecan, işte bu noktada, “ileride daha kapsamlı (belki bir ekip çalışmasıyla oluşturulacak) araştırmalara ve tarihsel sözlük hazırlayacaklara küçük bir katkı olmasını“ dilediği bu yapıtı hazırladı. “1960'tan Günümüze Türkçe“, kırk yıla yakın bir süre içinde dilimize giren yeni öğeleri örnekleyen, bu yeni öğelerin dile giriş sürecini tartışan bir kitap.