Osmanlı Devleti’nin otuz dördüncü padişahı olan II. Abdülhamid’in devrinde, Saraybosna’dan Medine’ye, Batum’dan Kahire’ye uzanan bu coğrafya; Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilişinden çok değil yirmi beş otuz sene öncesinin izlerini taşımaktadır. Bu fotoğraf albümü; "Osmanlı’nın son bağımsız padişahı" olarak kabul edilen II. Abdülhamid dönemine ait yaklaşık yedi milyon kilometrekarelik bir coğrafyanın tanığıdır. Bu coğrafya şu an dokuz Türkiye büyüklüğündedir.
Bu coğrafyayı gezerken Saraybosna’nın, Varna’nın, Selanik’in İşkodra’nın, Vidin’in Şam’ın, Bağdat’ın, Kahire’nin, Kudüs’ün, Mekke’nin ne kadar Anadolu’ya benzediğini fark edeceksiniz. Anadolu’dan aylarca süren yolculuklarla ulaşılabilen bu şehirlerin sanki birer Anadolu şehri olduğunu göreceksiniz.
Bugün dünyanın her şeyden çok muhtaç olduğu hoşgörü ikliminin, camilerin, kiliselerin, sinagogların yan yana durduğunu, insana insan olduğu için değer veren bir medeniyetin içinde- Osmanlı Coğrafyası’nda çok güzel yaşandığını göreceksiniz. Osmanlı Devleti’nin terk ettiği coğrafyalarda akan kan dünyanın hiçbir yerinde akmıyor. İki dünya savaşının da başladığı yer olan Balkanlarda, daha dün Bosna Hersek’te, Kosova’da; büyük güçlerin iktidar mücadelesine sahne olan Orta Doğu’da, Lübnan’da, Filistin’de, Irak’ta akan kanın sebebini ararken Osmanlı tarihini de anlamak ve bilmek gerekiyor.
Osmanlı Devleti’nin otuz dördüncü padişahı olan II. Abdülhamid’in devrinde, Saraybosna’dan Medine’ye, Batum’dan Kahire’ye uzanan bu coğrafya; Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilişinden çok değil yirmi beş otuz sene öncesinin izlerini taşımaktadır. Bu fotoğraf albümü; "Osmanlı’nın son bağımsız padişahı" olarak kabul edilen II. Abdülhamid dönemine ait yaklaşık yedi milyon kilometrekarelik bir coğrafyanın tanığıdır. Bu coğrafya şu an dokuz Türkiye büyüklüğündedir.
Bu coğrafyayı gezerken Saraybosna’nın, Varna’nın, Selanik’in İşkodra’nın, Vidin’in Şam’ın, Bağdat’ın, Kahire’nin, Kudüs’ün, Mekke’nin ne kadar Anadolu’ya benzediğini fark edeceksiniz. Anadolu’dan aylarca süren yolculuklarla ulaşılabilen bu şehirlerin sanki birer Anadolu şehri olduğunu göreceksiniz.
Bugün dünyanın her şeyden çok muhtaç olduğu hoşgörü ikliminin, camilerin, kiliselerin, sinagogların yan yana durduğunu, insana insan olduğu için değer veren bir medeniyetin içinde- Osmanlı Coğrafyası’nda çok güzel yaşandığını göreceksiniz. Osmanlı Devleti’nin terk ettiği coğrafyalarda akan kan dünyanın hiçbir yerinde akmıyor. İki dünya savaşının da başladığı yer olan Balkanlarda, daha dün Bosna Hersek’te, Kosova’da; büyük güçlerin iktidar mücadelesine sahne olan Orta Doğu’da, Lübnan’da, Filistin’de, Irak’ta akan kanın sebebini ararken Osmanlı tarihini de anlamak ve bilmek gerekiyor.