“Yirminci yüzyılın en yenilikçi, hafızalarda en fazla iz bırakan ve en önemli tarih çalışmalarının kayda değer bir bölümü Fransa'da üretildi.” Fransız Devrimi nasıl dünya siyasi tarihinin ve modern çağın yönünü belirleyen ve onu dönüştüren bir yolun kapısını açtıysa, “Fransız Tarih Devrimi” de tarihyazımı açısından bu anlamda benzer bir etki yapacaktır.
Braudel Akdeniz Dünyası'nı, tarihsel düşüncede çığır açan bu eserini “tarihin duvarlarla kapatılmış bahçeleri incelemekten daha fazlasını yapabileceğini kanıtlamak” için çok disiplinli bir tarzda yazdı. Tarih denizinin dip akıntılarında, insanların ve toplumların çevreyle ilişkilerinden hareketle ortak kaderlerin, bütünsel hareketlerin, birleşmelerin ve dağılmaların izini sürdü.
Kitabın ilk cildinde bahsedilen, hareketsiz jeo-tarihin üstünde şimdi yavaş ritimli bir tarih fark edilmektedir; dip dalgaları Akdeniz hayatının bütününü nasıl yükseltiyor? İşte kitabın ikinci cildinde, birbirlerini takip edecek şekilde ekonomileri, devletleri, toplumları incelerken ve nihayet tarih kavrayışını daha iyi aydınlatmak için denizdeki bütün bu güçlerin karmaşık savaş alanında nasıl etki ettiklerini göstermeye çalışırken, Braudel'in sorduğu soru budur. Bu bağlamda ele alınan demografi ve nüfus hareketleri, ticaret ve Amerika'nın keşfiyle altın ve gümüş hareketlerinin seyri, Afrika'nın batısından doğusuna Hindistan deniz yolunun keşfi ve etkileri, imparatorlukların yapısı, toplumlar, bürokrasi, uygarlık ve kültürel yapıları, alışverişler ve savaşları, kumpanyalar ve korsanlık bu cildin başlıca konularıdır.
“Yirminci yüzyılın en yenilikçi, hafızalarda en fazla iz bırakan ve en önemli tarih çalışmalarının kayda değer bir bölümü Fransa'da üretildi.” Fransız Devrimi nasıl dünya siyasi tarihinin ve modern çağın yönünü belirleyen ve onu dönüştüren bir yolun kapısını açtıysa, “Fransız Tarih Devrimi” de tarihyazımı açısından bu anlamda benzer bir etki yapacaktır.
Braudel Akdeniz Dünyası'nı, tarihsel düşüncede çığır açan bu eserini “tarihin duvarlarla kapatılmış bahçeleri incelemekten daha fazlasını yapabileceğini kanıtlamak” için çok disiplinli bir tarzda yazdı. Tarih denizinin dip akıntılarında, insanların ve toplumların çevreyle ilişkilerinden hareketle ortak kaderlerin, bütünsel hareketlerin, birleşmelerin ve dağılmaların izini sürdü.
Kitabın ilk cildinde bahsedilen, hareketsiz jeo-tarihin üstünde şimdi yavaş ritimli bir tarih fark edilmektedir; dip dalgaları Akdeniz hayatının bütününü nasıl yükseltiyor? İşte kitabın ikinci cildinde, birbirlerini takip edecek şekilde ekonomileri, devletleri, toplumları incelerken ve nihayet tarih kavrayışını daha iyi aydınlatmak için denizdeki bütün bu güçlerin karmaşık savaş alanında nasıl etki ettiklerini göstermeye çalışırken, Braudel'in sorduğu soru budur. Bu bağlamda ele alınan demografi ve nüfus hareketleri, ticaret ve Amerika'nın keşfiyle altın ve gümüş hareketlerinin seyri, Afrika'nın batısından doğusuna Hindistan deniz yolunun keşfi ve etkileri, imparatorlukların yapısı, toplumlar, bürokrasi, uygarlık ve kültürel yapıları, alışverişler ve savaşları, kumpanyalar ve korsanlık bu cildin başlıca konularıdır.