9789758578207
430912
https://www.kitapvekahve.com/28-subat-golgesinde-amerika
28 Şubat Gölgesinde Amerika
10.00
Amerika'da bulunduğum yıllar, 28 Şubat sürecinin en kesif yaşandığı zaman dilimiyle örtüşüyordu...
1997'nin sıcak bir yaz gününde Boston'a indiğimde kendimi yapayalnız, karanlık bir tünele ürkek adımlar atan bir yabancı gibi hissediyordum. Yeniden doğan bir adam, her nesnenin ismini o ülkenin diline göre yeniden heceleyen bir çocuk gibiydim...
Zifiri karanlığa doğru adım attığınız bir ülkede daha ilk saniyede anlıyorsunuz ki, her şey filmlerdeki kadar ışıltılı değil. El yordamıyla bulduğunuz yol her geçen gün biraz daha ışığa taşıyor sizi. Daha yakından tanıma fırsatı bulduğunuz toplumun blok halde yaşamadığını; iyinin kötüye, doğrunun yanlışa karıştığını görebiliyorsunuz. Hayatın soğuk yüzü kah sokak ortasında yaşamak zorunda kalan evsiz-yurtsuz insanlar ile yakalıyor sizi, kah intiharın eşiğinde yaşayan gencecik insanlarla...
Olumsuz örnekleri yan yana dizerek her günü Halloween (Cadılar Bayramı) ilan etmek doğru değil.
Sadece bir açıdan bakarsanız Amerika için "sonu gelmiş bir medeniyet" çıkarımında bulunabilirsiniz; tam ters bir açıdan baktığınızda da sizi karşınıza 21. yüzyılın ufkunu parıltılarla işaretleyen bir uygarlık çıkar.
Hangisi doğru? Belki her ikisi de!
11 Eylül terör eylemi sonrasında dünya büyük bir değişim sürecine girdi. Tabii ki olaydan en çok etkilenen Amerika oldu. Düşünce ve inanç özgürlüğünün en zirve örneği diye tanımlanan ve çoğulculuğa dayanan Amerikan sistemi, çetin bir sınavdan geçiyor. Amerika'nın bu sınavdan alnının akıyla çıkabilmesi, sadece Amerika için değil, dünya için de önemli...
Amerika'da bulunduğum yıllar, 28 Şubat sürecinin en kesif yaşandığı zaman dilimiyle örtüşüyordu...
1997'nin sıcak bir yaz gününde Boston'a indiğimde kendimi yapayalnız, karanlık bir tünele ürkek adımlar atan bir yabancı gibi hissediyordum. Yeniden doğan bir adam, her nesnenin ismini o ülkenin diline göre yeniden heceleyen bir çocuk gibiydim...
Zifiri karanlığa doğru adım attığınız bir ülkede daha ilk saniyede anlıyorsunuz ki, her şey filmlerdeki kadar ışıltılı değil. El yordamıyla bulduğunuz yol her geçen gün biraz daha ışığa taşıyor sizi. Daha yakından tanıma fırsatı bulduğunuz toplumun blok halde yaşamadığını; iyinin kötüye, doğrunun yanlışa karıştığını görebiliyorsunuz. Hayatın soğuk yüzü kah sokak ortasında yaşamak zorunda kalan evsiz-yurtsuz insanlar ile yakalıyor sizi, kah intiharın eşiğinde yaşayan gencecik insanlarla...
Olumsuz örnekleri yan yana dizerek her günü Halloween (Cadılar Bayramı) ilan etmek doğru değil.
Sadece bir açıdan bakarsanız Amerika için "sonu gelmiş bir medeniyet" çıkarımında bulunabilirsiniz; tam ters bir açıdan baktığınızda da sizi karşınıza 21. yüzyılın ufkunu parıltılarla işaretleyen bir uygarlık çıkar.
Hangisi doğru? Belki her ikisi de!
11 Eylül terör eylemi sonrasında dünya büyük bir değişim sürecine girdi. Tabii ki olaydan en çok etkilenen Amerika oldu. Düşünce ve inanç özgürlüğünün en zirve örneği diye tanımlanan ve çoğulculuğa dayanan Amerikan sistemi, çetin bir sınavdan geçiyor. Amerika'nın bu sınavdan alnının akıyla çıkabilmesi, sadece Amerika için değil, dünya için de önemli...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.