Ha 40 şizofrenden1 öykü,ha 1 şizofrenden40 öykü!
”Okay Uludok'u şizofreni hastaları için açılmış bir öykü yarışmasında Seçici Kurul Başkanlığı'nı yaptığım günlerde keşfettim. Sonra yazı atölyelerime katıldı. Bu kitapta karşınıza çıkacak öyküleri paylaşırken herkesi nasıl etkilediğinin tanığıyım. Son yıllarda okuduğum en çarpıcı öyküler arasında bunlar. Güldürdükleri kadar acıtıyorlar da. Sahici mizah da bu olsa gerek.”
- Mario Levi
Bu kitaptaki 40 öykünün ortak noktası, her türlü (erkek, kadın, ağaç, otomobil, vb) şizofren kahramanlar aracılığıyla şizofreniyi anlatmaları.
Kendisi de şizofreni hastası olan bir öykücü olarak Okay Uludok'un temel araçları, (gerçekten de aklın sınırlarını zorlayan) müthiş hayal gücü ve “komik”ten “satirik”e uzanan sivri dili. Sadece komiğin sınırlarındayken bile yazınsallığını hiç kaybetmeyen, satiriğe vardığında ise türünün en parlak örneklerine yaklaşan bir dil bu. Dolayısıyla, (uçları henüz yeterince sivriltilip cilalanmış olmasa da) eleştiri oklarını toplumun sadece deliliğe bakışına değil (sağlık ve eğitim gibi) büyük aksaklıklarına da yöneltmekten çekinmeyen öyküler okuyoruz.
Ha 40 şizofrenden1 öykü,ha 1 şizofrenden40 öykü!
”Okay Uludok'u şizofreni hastaları için açılmış bir öykü yarışmasında Seçici Kurul Başkanlığı'nı yaptığım günlerde keşfettim. Sonra yazı atölyelerime katıldı. Bu kitapta karşınıza çıkacak öyküleri paylaşırken herkesi nasıl etkilediğinin tanığıyım. Son yıllarda okuduğum en çarpıcı öyküler arasında bunlar. Güldürdükleri kadar acıtıyorlar da. Sahici mizah da bu olsa gerek.”
- Mario Levi
Bu kitaptaki 40 öykünün ortak noktası, her türlü (erkek, kadın, ağaç, otomobil, vb) şizofren kahramanlar aracılığıyla şizofreniyi anlatmaları.
Kendisi de şizofreni hastası olan bir öykücü olarak Okay Uludok'un temel araçları, (gerçekten de aklın sınırlarını zorlayan) müthiş hayal gücü ve “komik”ten “satirik”e uzanan sivri dili. Sadece komiğin sınırlarındayken bile yazınsallığını hiç kaybetmeyen, satiriğe vardığında ise türünün en parlak örneklerine yaklaşan bir dil bu. Dolayısıyla, (uçları henüz yeterince sivriltilip cilalanmış olmasa da) eleştiri oklarını toplumun sadece deliliğe bakışına değil (sağlık ve eğitim gibi) büyük aksaklıklarına da yöneltmekten çekinmeyen öyküler okuyoruz.