Taif, İskenderiye, Tulkerim, Cenin, Nasıra, Nablus, es-Salt, Rayak, Baalbek, Halep, Katıma... Bize çok yakın ve bir o denli de uzak kentler! 15 Eylül 1918'de İskenderiye'nin dar sokaklarında başlayan 58 günlük yürüyüşün durakları...
Bir şiirinde "...eski zaman şeyhlerinin sona ermesin diye saltanatları ve kurulacak diye petrol ziftine bulanmış demokrasi/ ölmemeli buradakiler ve oradakiler" diyen Mustafa Yıldırım, Ortadoğu'nun son büyük işgalini araştırırken "Ulus Dağına Düşen Ateş'i tutuşturan kıvılcımı Filistin vadilerinde buldu. Akdeniz kıyılarından Tukan şatosuna yürüdü, Gerizim dağında Samarit kızı güzel Asu'nun sevda çığlığını duydu.
Issız vadilerde, gökten inen ateş içinde yürüyen, yaslandığı kayadan doğrulup tayyarelere söylenen Mustafa Kemal'e rastladı. Şeria ırmağının karanlık sularını onlarla birlikte geçti, Aclun dağlarında çalı bülbülünü birlikte dinledi. Lübnan dağında, Aliye istasyonunda uzun kirpikli Dürzi güzeline gülümsedi.
Büyük işgalcilerin yalanlarının Der'a istasyonunda, Barada ırmağında, Halep sokaklarında kanla yıkanışını, Rabuva geçidinde Yanger' acımasızlığını yaşadı.
Taif'te "Ehabbüke!" diye çığlık atan kızın elinden aldığı gül tohumunu, Şeydi Beşir kumlarında sevgiyle büyütüp Tulkerim'de, Felluce'de ağlayan küçük çocuklara uzattı.
Hanedanın İstanbul'dan Limni adasına, oradan Çanakkale kıyılarına uzanan teslimiyetine karşı ıssız ovalarda, İskenderun limanında ve Toroslarda yakılan isyan ateşi...
Gerçeklerin içinden süzülüp gelmiş 58 günde binlerce yıllık bir serüven acısız sevdalar ve sonsuz barış İçin karanlığı yakmaya çağıran sarsıcı, sorgulayıcı, sürükleyici, lirik ve konusunda bir ilk..
Taif, İskenderiye, Tulkerim, Cenin, Nasıra, Nablus, es-Salt, Rayak, Baalbek, Halep, Katıma... Bize çok yakın ve bir o denli de uzak kentler! 15 Eylül 1918'de İskenderiye'nin dar sokaklarında başlayan 58 günlük yürüyüşün durakları...
Bir şiirinde "...eski zaman şeyhlerinin sona ermesin diye saltanatları ve kurulacak diye petrol ziftine bulanmış demokrasi/ ölmemeli buradakiler ve oradakiler" diyen Mustafa Yıldırım, Ortadoğu'nun son büyük işgalini araştırırken "Ulus Dağına Düşen Ateş'i tutuşturan kıvılcımı Filistin vadilerinde buldu. Akdeniz kıyılarından Tukan şatosuna yürüdü, Gerizim dağında Samarit kızı güzel Asu'nun sevda çığlığını duydu.
Issız vadilerde, gökten inen ateş içinde yürüyen, yaslandığı kayadan doğrulup tayyarelere söylenen Mustafa Kemal'e rastladı. Şeria ırmağının karanlık sularını onlarla birlikte geçti, Aclun dağlarında çalı bülbülünü birlikte dinledi. Lübnan dağında, Aliye istasyonunda uzun kirpikli Dürzi güzeline gülümsedi.
Büyük işgalcilerin yalanlarının Der'a istasyonunda, Barada ırmağında, Halep sokaklarında kanla yıkanışını, Rabuva geçidinde Yanger' acımasızlığını yaşadı.
Taif'te "Ehabbüke!" diye çığlık atan kızın elinden aldığı gül tohumunu, Şeydi Beşir kumlarında sevgiyle büyütüp Tulkerim'de, Felluce'de ağlayan küçük çocuklara uzattı.
Hanedanın İstanbul'dan Limni adasına, oradan Çanakkale kıyılarına uzanan teslimiyetine karşı ıssız ovalarda, İskenderun limanında ve Toroslarda yakılan isyan ateşi...
Gerçeklerin içinden süzülüp gelmiş 58 günde binlerce yıllık bir serüven acısız sevdalar ve sonsuz barış İçin karanlığı yakmaya çağıran sarsıcı, sorgulayıcı, sürükleyici, lirik ve konusunda bir ilk..