Yervant Odyan'm 1911 tarihli bu olağanüstü klasiği, dünyanın en ünlü dedektifi Sherlock Holmes ile dünyanın en ünlü polisiye roman tutkunu Padişah II. Abdülhamid'i yan yana getiriyor.
Yüzyıl başının tekinsiz günlerinde, II. Abdülhamid'in hafiye teşkilatına mensup adamları birbiri ardına ölü bulunur. Kendini bir anda tehdit altında hisseden “şüpheci” Padişah, cinayetleri aydınlatma görevini dedektiflerin en ünlüsüne, Sherlock Holmes'e verme kararı alır...
Fonda tarihimizin en çalkantılı dönemlerinden birini, II. Meşrutiyet'in ilan edilme sürecini mektup, telgraf, fotoğraf gibi belgesel değeri olan malzemelerle işleyen Abdülhamid ve Sherlock Holmes, dehşet bir polisiye olmasının yanı sıra, Savaş ve Barış esinleri taşıyan son derece gerçekçi bir roman. Çünkü Yervant Odyan aynı zamanda yetkin bir Tolstoy çevirmeni.
Sherlock Holmes hikâyelerine düşkünlüğüyle bilinen II. Abdülhamid'in, hayran olduğu Sherlock karakterinin yaratıcısıyla tanışmak için yazar Sir Arhur Conan Doyle'u İstanbul'a, sarayına davet ettiği ve kendisini Mecidiye Nişanı'yla şereflendirdiği de, bir rivayet olarak romanda yerini alıyor...
Yervant Odyan'm 1911 tarihli bu olağanüstü klasiği, dünyanın en ünlü dedektifi Sherlock Holmes ile dünyanın en ünlü polisiye roman tutkunu Padişah II. Abdülhamid'i yan yana getiriyor.
Yüzyıl başının tekinsiz günlerinde, II. Abdülhamid'in hafiye teşkilatına mensup adamları birbiri ardına ölü bulunur. Kendini bir anda tehdit altında hisseden “şüpheci” Padişah, cinayetleri aydınlatma görevini dedektiflerin en ünlüsüne, Sherlock Holmes'e verme kararı alır...
Fonda tarihimizin en çalkantılı dönemlerinden birini, II. Meşrutiyet'in ilan edilme sürecini mektup, telgraf, fotoğraf gibi belgesel değeri olan malzemelerle işleyen Abdülhamid ve Sherlock Holmes, dehşet bir polisiye olmasının yanı sıra, Savaş ve Barış esinleri taşıyan son derece gerçekçi bir roman. Çünkü Yervant Odyan aynı zamanda yetkin bir Tolstoy çevirmeni.
Sherlock Holmes hikâyelerine düşkünlüğüyle bilinen II. Abdülhamid'in, hayran olduğu Sherlock karakterinin yaratıcısıyla tanışmak için yazar Sir Arhur Conan Doyle'u İstanbul'a, sarayına davet ettiği ve kendisini Mecidiye Nişanı'yla şereflendirdiği de, bir rivayet olarak romanda yerini alıyor...