İkinci El
Osmanlı'nın en trajik hikayelerinden, Japonya seferine çıkan Ertuğrul fırkateyninin dönüşü olmayan tarihi yolculuğu... Ve geri planda bir Osmanlı teğmeni ile Japon geyşasının hüzünlü öyküsü... "Şehit denizcilerin sevinç gözyaşları... " Bu kitabı yazmaya, Ertuğrul firkateyninin battığı yer olan Kuşimoto adasına ilk gittiğim 1994 yılında karar verdim. Ertuğrul firkateyninin hikâyesini yazmaya karar vermemde ise, Wakayama Belediye Başkanı'nın bana anlattığı bir hikaye çok etkili oldu. Hürriyet Gazetesi Tokyo Temsilciliği'ne atandıktan birkaç gün sonra, Wakayama Belediye Başkanı'nındavetlisi olarak, her yıl düzenlenen Ertuğrul firkateyni şehitlerini anma törenine katılmak için Wakayama'ya gittim. Sıcak bir sonbahar günü, güneşli bir havada Wakayama'ya vardık. Tören, geminin battığı yere en yakın kara parçası olan Kuşimoto adasında, Ertuğrul şehitleri için yaptırılan anıtmezarda düzenleniyordu. Öyle ada deyince uzak bir yer sanmayın; ana karanın hemen dibinde, yüzerek dahi gidilebilecek kadar yakın. Ana karayla ada arasında küçük bir de arabalı vapur çalışıyor. Adaya gitmek için tekneye bindiğimizde, pırıl pırıl bir güneş vardı. Adaya yaklaştığımızda sadece adanın üzerinde bir bulut belirdi. Adaya ayak basmamızla beraber de inceden bir yağmur başladı. Yağmur tören boyunca devam ettikten sonra, biz adadan ayrılırken dindi..
İkinci El
Osmanlı'nın en trajik hikayelerinden, Japonya seferine çıkan Ertuğrul fırkateyninin dönüşü olmayan tarihi yolculuğu... Ve geri planda bir Osmanlı teğmeni ile Japon geyşasının hüzünlü öyküsü... "Şehit denizcilerin sevinç gözyaşları... " Bu kitabı yazmaya, Ertuğrul firkateyninin battığı yer olan Kuşimoto adasına ilk gittiğim 1994 yılında karar verdim. Ertuğrul firkateyninin hikâyesini yazmaya karar vermemde ise, Wakayama Belediye Başkanı'nın bana anlattığı bir hikaye çok etkili oldu. Hürriyet Gazetesi Tokyo Temsilciliği'ne atandıktan birkaç gün sonra, Wakayama Belediye Başkanı'nındavetlisi olarak, her yıl düzenlenen Ertuğrul firkateyni şehitlerini anma törenine katılmak için Wakayama'ya gittim. Sıcak bir sonbahar günü, güneşli bir havada Wakayama'ya vardık. Tören, geminin battığı yere en yakın kara parçası olan Kuşimoto adasında, Ertuğrul şehitleri için yaptırılan anıtmezarda düzenleniyordu. Öyle ada deyince uzak bir yer sanmayın; ana karanın hemen dibinde, yüzerek dahi gidilebilecek kadar yakın. Ana karayla ada arasında küçük bir de arabalı vapur çalışıyor. Adaya gitmek için tekneye bindiğimizde, pırıl pırıl bir güneş vardı. Adaya yaklaştığımızda sadece adanın üzerinde bir bulut belirdi. Adaya ayak basmamızla beraber de inceden bir yağmur başladı. Yağmur tören boyunca devam ettikten sonra, biz adadan ayrılırken dindi..