Geçen gün berber koltuğunda tıraş olurken Avrupa'nın neden bu kadar gelişmiş olduğunu ve bizim nasıl bu kadar geri kalabildiğimizi düşünüyordum.
“Kulaklar açılmasın” dedim berbere. Her defasında uyarsam da kulakları açıyordu.
“Tamam yeğen, merak etme” dedi. Meraktan çıldırıyordum oysaki.
O koltuğa her oturduğumda aynı saç modelini tarif etmeme rağmen berberim saçlarımı o günkü kendi ruh haline göre yapıyordu.Onun sorunu buydu: bir standardı yoktu. Aniden oturduğum yerde dikildim. “İşte senin sorunun bu!” dedim. “Standardın yok senin, bu ülkenin standardı yok, bir gün öyle bir gün böyle.”
“Tövbe tövbeee” deyip tıraşa devam etti. Tutturamıyordu işte. Her defasında farklı saç stili... Ben de berberden her çıktığımda yeni saç modelime göre tavırlar geliştiriyordum. Efendi tıraşı yaptıysa daha soğukkanlı, Amerikan kestiyse daha havalı davranıyordum.
Emo gibi kestiği de olmuştu ve eve gidip hüngür hüngür ağladıktan sonra Facebook'a “Bizi Çeqemeyen AnTeN tAqsın” yazmıştım.
Rahmi Abi'nin parmakları saçlarımda gezinirken aniden boynuma bağladığı havluyu çekip ayağa fırladım ve “Abi biz napıyoruz yaa?!” diye bağırdım. “Millet uzaya araç gönderiyor bizim şu halimize bak. Bu ne abi? Sen niye benim saçlarımı yıkıyorsun? Bu nasıl bir ortam? Neden bunu yapıyoruz abi?” dedim.
Ben koşarak kapıdan çıkarken Rahmi Abi çırağına “Ben sana söyledim, bu şampuan kafa yapıyor, at bunu” diyordu...
Beyinsiz Adam–Yazıklar Olsun kitabının yazarı Hakim Türkmen'den memleketin haletiruhiyesine, toplumsal hezeyanlarımıza, kırılgan yanlarımıza, politikleştikçe çocuklaşan siyasilerimize, evliliğe, aşka ve kadınlara dair komik mi komik bir kitap... Gerçek mizah yazıları okumayı özleyenlere...
Geçen gün berber koltuğunda tıraş olurken Avrupa'nın neden bu kadar gelişmiş olduğunu ve bizim nasıl bu kadar geri kalabildiğimizi düşünüyordum.
“Kulaklar açılmasın” dedim berbere. Her defasında uyarsam da kulakları açıyordu.
“Tamam yeğen, merak etme” dedi. Meraktan çıldırıyordum oysaki.
O koltuğa her oturduğumda aynı saç modelini tarif etmeme rağmen berberim saçlarımı o günkü kendi ruh haline göre yapıyordu.Onun sorunu buydu: bir standardı yoktu. Aniden oturduğum yerde dikildim. “İşte senin sorunun bu!” dedim. “Standardın yok senin, bu ülkenin standardı yok, bir gün öyle bir gün böyle.”
“Tövbe tövbeee” deyip tıraşa devam etti. Tutturamıyordu işte. Her defasında farklı saç stili... Ben de berberden her çıktığımda yeni saç modelime göre tavırlar geliştiriyordum. Efendi tıraşı yaptıysa daha soğukkanlı, Amerikan kestiyse daha havalı davranıyordum.
Emo gibi kestiği de olmuştu ve eve gidip hüngür hüngür ağladıktan sonra Facebook'a “Bizi Çeqemeyen AnTeN tAqsın” yazmıştım.
Rahmi Abi'nin parmakları saçlarımda gezinirken aniden boynuma bağladığı havluyu çekip ayağa fırladım ve “Abi biz napıyoruz yaa?!” diye bağırdım. “Millet uzaya araç gönderiyor bizim şu halimize bak. Bu ne abi? Sen niye benim saçlarımı yıkıyorsun? Bu nasıl bir ortam? Neden bunu yapıyoruz abi?” dedim.
Ben koşarak kapıdan çıkarken Rahmi Abi çırağına “Ben sana söyledim, bu şampuan kafa yapıyor, at bunu” diyordu...
Beyinsiz Adam–Yazıklar Olsun kitabının yazarı Hakim Türkmen'den memleketin haletiruhiyesine, toplumsal hezeyanlarımıza, kırılgan yanlarımıza, politikleştikçe çocuklaşan siyasilerimize, evliliğe, aşka ve kadınlara dair komik mi komik bir kitap... Gerçek mizah yazıları okumayı özleyenlere...