Üşüyor musun?”
“Hayır, üşümüyorum. Sadece böyle panik durumlarında ellerim buz gibi olur. Evlilik teklifi yapman beni çok şaşırttı. Bir an panik yaptım, ne diyeceğimi bilemedim. Daha önce anlatmış mıydım, küçükken korktuğumda babam ellerimi avucunun içerisine alır, ısıtırdı. Konuşabilmek için ellerimi bırakması gerektiğinden konuşmaktan vazgeçer, elim ısınana kadar öylece bana bakardı. Bir baba olarak çocuğun ile konuşurken onun omzuna elini atamamak çok zor olmalı. Elleri ile konuşmak zorunda olmak, sarılıp kulağına “geçti kızım!” diyememek.
Ben ailemi çok zor yaşadım. Çok zor bir çocukluğum oldu ama bana hep ellerinden geldiğince destek olmaya çalıştılar. Onlarla durumumuzu konuşmam gerekiyor. Bunun yanında, okul bitince ancak gidebilirim. Böylesine ciddi bir konuyu mesaj yazmaktansa karşılarına çıkıp yüz yüze konuşmalıyım. Biz ancak telefonda mesajlaşabiliyoruz, konuşamadıkları için.” Yine aynı gülümseme…
“Keşke başka türlü bir seçeneğim olsaydı ama ne yazık ki yok.” Gel gitleri devam ediyordu. Cümlelerini seçerek konuşuyordu. Sesindeki titreme beni çok üzmüştü ama konuşmalıydık. Bir şekilde ve bir gün, eninde sonunda konuşmalıydık…
Bazı kitaplar vardır,durup düşünmemizi sağlar. Okudukça kendimizi karakterlerin yerlerine koyarız. Acaba sizler; bu kitaptaki olayların başınıza geleceğini bilseydiniz, neleri göze alabilirdiniz?
-Gülçin Selçuk
Üşüyor musun?”
“Hayır, üşümüyorum. Sadece böyle panik durumlarında ellerim buz gibi olur. Evlilik teklifi yapman beni çok şaşırttı. Bir an panik yaptım, ne diyeceğimi bilemedim. Daha önce anlatmış mıydım, küçükken korktuğumda babam ellerimi avucunun içerisine alır, ısıtırdı. Konuşabilmek için ellerimi bırakması gerektiğinden konuşmaktan vazgeçer, elim ısınana kadar öylece bana bakardı. Bir baba olarak çocuğun ile konuşurken onun omzuna elini atamamak çok zor olmalı. Elleri ile konuşmak zorunda olmak, sarılıp kulağına “geçti kızım!” diyememek.
Ben ailemi çok zor yaşadım. Çok zor bir çocukluğum oldu ama bana hep ellerinden geldiğince destek olmaya çalıştılar. Onlarla durumumuzu konuşmam gerekiyor. Bunun yanında, okul bitince ancak gidebilirim. Böylesine ciddi bir konuyu mesaj yazmaktansa karşılarına çıkıp yüz yüze konuşmalıyım. Biz ancak telefonda mesajlaşabiliyoruz, konuşamadıkları için.” Yine aynı gülümseme…
“Keşke başka türlü bir seçeneğim olsaydı ama ne yazık ki yok.” Gel gitleri devam ediyordu. Cümlelerini seçerek konuşuyordu. Sesindeki titreme beni çok üzmüştü ama konuşmalıydık. Bir şekilde ve bir gün, eninde sonunda konuşmalıydık…
Bazı kitaplar vardır,durup düşünmemizi sağlar. Okudukça kendimizi karakterlerin yerlerine koyarız. Acaba sizler; bu kitaptaki olayların başınıza geleceğini bilseydiniz, neleri göze alabilirdiniz?
-Gülçin Selçuk