Ağababa Cumhuriyet'in İmamı

Stok Kodu:
9786055638795
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
432
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786055638795
437995
Ağababa
Ağababa Cumhuriyet'in İmamı
20.00
Ağababa'mı ilk hatırladığım yıl 1957, tavana asılı salıncakta kardeşimi sallarken ninni söylüyor; ama bu annemin söylediği ninnilerden değil, çok farklı. Ayakta, salıncağı ipinden çekerek sallarken elli üç yıl sonra hâlâ kulağımda olan yumuşacık sesiyle "Hürmet sana ey şan dolu sancağım" diyerek torununu uyutmaya çalışıyor. Anneme sordum, Ağababa'm ne diyor? diye, annem gülümsedi. "O Ağababa'nın marşı" dedi. Sonra minik minik başka anı fotoğrafları sıralanıyor belleğimde. Kapının önünde bir tak, defne dallarıyla süslenmiş, o güne kadar görmediğim kadar çok bayrak asılmış, evden çekilen kablodan birçok ampulle ışıl ışıl donatılmış. "Bugün bayram" dediler, "Ağababa'nın en büyük bayramı". Henüz dört yaşındaydım anlayamamıştım ki; daha dünyayı yeni tanımaya çalışıyordum. Birkaç yıl sonra Ağababa'mı kaybettik, ardından anneannemi, o anılar belleğimin bir köşesinde hep durdu. Zaman zaman teyzelerim, dayılarım, annem anlatırdı, Ağababa'mı. Her geçen yıl biraz daha tanıdım, tanıdıkça gururlandım. Benim Ağababa'm bir kahramandı. Herkes öğrensin, herkes tanısın istiyordum, mutlaka onu, düşüncelerini, Atatürk'üne ve Devlet'ine olan sevgisini, saygısını bugünlere taşımalıydım. Bugüne kadar çeşitli sanat dallarında çalışmalar yapmama rağmen günün birinde kitap yazacağımı doğrusu düşünmemiştim. Ağababa'mın torunu olma gururunu taşıma sorumluluğu ile ona ait anıların topluma malolmasını istedim. 2009 Aralık ayında başladım yazmaya. Sağolsunlar yakınlarım çok destek oldu ve "Ağababa" elinize geçti. Lütfen onu iyi tanıyın, onun şahsında birkaç neslin ne koşullarda yaşadığını, neler yaptıklarını düşünün. Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşları, ordusu ve "Ağababa"lar olmasaydı biz bugün ne durumda olurduk. Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Ağababa'mı ilk hatırladığım yıl 1957, tavana asılı salıncakta kardeşimi sallarken ninni söylüyor; ama bu annemin söylediği ninnilerden değil, çok farklı. Ayakta, salıncağı ipinden çekerek sallarken elli üç yıl sonra hâlâ kulağımda olan yumuşacık sesiyle "Hürmet sana ey şan dolu sancağım" diyerek torununu uyutmaya çalışıyor. Anneme sordum, Ağababa'm ne diyor? diye, annem gülümsedi. "O Ağababa'nın marşı" dedi. Sonra minik minik başka anı fotoğrafları sıralanıyor belleğimde. Kapının önünde bir tak, defne dallarıyla süslenmiş, o güne kadar görmediğim kadar çok bayrak asılmış, evden çekilen kablodan birçok ampulle ışıl ışıl donatılmış. "Bugün bayram" dediler, "Ağababa'nın en büyük bayramı". Henüz dört yaşındaydım anlayamamıştım ki; daha dünyayı yeni tanımaya çalışıyordum. Birkaç yıl sonra Ağababa'mı kaybettik, ardından anneannemi, o anılar belleğimin bir köşesinde hep durdu. Zaman zaman teyzelerim, dayılarım, annem anlatırdı, Ağababa'mı. Her geçen yıl biraz daha tanıdım, tanıdıkça gururlandım. Benim Ağababa'm bir kahramandı. Herkes öğrensin, herkes tanısın istiyordum, mutlaka onu, düşüncelerini, Atatürk'üne ve Devlet'ine olan sevgisini, saygısını bugünlere taşımalıydım. Bugüne kadar çeşitli sanat dallarında çalışmalar yapmama rağmen günün birinde kitap yazacağımı doğrusu düşünmemiştim. Ağababa'mın torunu olma gururunu taşıma sorumluluğu ile ona ait anıların topluma malolmasını istedim. 2009 Aralık ayında başladım yazmaya. Sağolsunlar yakınlarım çok destek oldu ve "Ağababa" elinize geçti. Lütfen onu iyi tanıyın, onun şahsında birkaç neslin ne koşullarda yaşadığını, neler yaptıklarını düşünün. Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşları, ordusu ve "Ağababa"lar olmasaydı biz bugün ne durumda olurduk. Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat