Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Uygulamada

Stok Kodu:
9786051468747
Boyut:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı:
152
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9786051468747
573038
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Uygulamada
30.00

Şiddet, çok boyutlu bir olgudur. Eğitimsizlik, ekonomik nedenler, psikiyatrik ve psikolojik nedenler, kültürel nedenler gibi boyutlarını saymak mümkündür. Dolayısıyla bir çok cephesi olup, tüm cephelerde etkin olarak savaşmayı gerektirmektedir.

Her gün gerçekleşen kadın cinayetleri hayatımızın gerçeği haline gelmiştir. Acilen yasalarla sağlanacak koruma yanında, etkin bir mücadele ile eğitim, sosyal, ruhsal ve hatta ekonomik alanlarda kararlı çalışma yapılması, soruna büyük bir ciddiyetle yaklaşılması gerekmektedir.

Ülkemizde şiddet olgusunun bu noktaya gelmesinde kadınlarımızın eğitimsiz ve mesleksiz olmaları, ekonomik bağımsızlıklarının olmaması büyük etken olmuştur. Bununla birlikte feodal düşünceler ve toplumsal baskıdan da söz edilebilir. Kadınlarımızın eğitimli ve ekonomik bağımsızlıklarının olması şiddetle mücadeleyi kolaylaştıracak, şiddet uygulayanlar için de caydırıcı olacaktır.

Uzun yıllar Yargıtay'da tektik hakimi olarak görev yaptığım dönemde okuduğum boşanma dosyalarından, dikkatimi çeken bir husus olmuştu: Ekonomik bağımsızlıkları olmayan, eğitimsiz, mesleksiz kadınların eşlerinden, eşlerinin ailesinden hatta eşlerinin yakınlarından çok ciddi boyutta şiddet görmelerine rağmen boşanma davası açmadıklarını, eşleri tarafından açılan boşanma davasını kabul etmediklerini, eşleri kabul etse, evliliği bütün bu şiddete rağmen devam ettirmekten yana olduklarını, buna karşılık; Ege Bölgesinde sigara fabrikasında çalışan ancak eşi tarafından şiddete uğrayan kadınların(bazılarında ise şiddet olmadığı halde, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmeyen kocaları hakkında), kararlı şekilde boşanma davası açtıklarını, eşlerin ise (kocaların) boşanma taleplerini kabul etmediğini, hatta kadınların yasal olarak hak etmelerine rağmen tazminat talebinde dahi bulunmadıklarını, sadece boşanma ve varsa çocuklarını istediklerini gözlemlemiştim.

Yukarıda yapılan tespit, sorunun ana kaynağı ve nedenidir. Kadınların meslek sahibi olmaları, ekonomik bağımsızlıklarının olması sorunu büyük oranda çözecektir. Dolayısıyla hareket noktası da burası olmalıdır. Ancak bu husus kısa vade de çözülebilecek bir konu da değildir. Kısa vadede cezai yaptırımlar tek başına sorunu çözmeyecektir. Diğer adımlarında atılması gerekir.

6284 sayılı Yasa hakkında tespit edebildiğim eksiklikler ve önerilerimi ilgili kısımlarda ifade etmeye çalıştım. Ancak uygulamada karşılaşılacak sorunlar bunlardan ibaret olmayacaktır.

Bu anlamda 6284 sayılı yasa, atılması gereken doğru adımlardan biridir. Uygulama sonuçları ciddi olarak değerlendirilmeli, aksayan yönler, olumsuz sonuçlar kısa sürede giderilmeli ve Yasa geliştirilmelidir.

Şiddet, çok boyutlu bir olgudur. Eğitimsizlik, ekonomik nedenler, psikiyatrik ve psikolojik nedenler, kültürel nedenler gibi boyutlarını saymak mümkündür. Dolayısıyla bir çok cephesi olup, tüm cephelerde etkin olarak savaşmayı gerektirmektedir.

Her gün gerçekleşen kadın cinayetleri hayatımızın gerçeği haline gelmiştir. Acilen yasalarla sağlanacak koruma yanında, etkin bir mücadele ile eğitim, sosyal, ruhsal ve hatta ekonomik alanlarda kararlı çalışma yapılması, soruna büyük bir ciddiyetle yaklaşılması gerekmektedir.

Ülkemizde şiddet olgusunun bu noktaya gelmesinde kadınlarımızın eğitimsiz ve mesleksiz olmaları, ekonomik bağımsızlıklarının olmaması büyük etken olmuştur. Bununla birlikte feodal düşünceler ve toplumsal baskıdan da söz edilebilir. Kadınlarımızın eğitimli ve ekonomik bağımsızlıklarının olması şiddetle mücadeleyi kolaylaştıracak, şiddet uygulayanlar için de caydırıcı olacaktır.

Uzun yıllar Yargıtay'da tektik hakimi olarak görev yaptığım dönemde okuduğum boşanma dosyalarından, dikkatimi çeken bir husus olmuştu: Ekonomik bağımsızlıkları olmayan, eğitimsiz, mesleksiz kadınların eşlerinden, eşlerinin ailesinden hatta eşlerinin yakınlarından çok ciddi boyutta şiddet görmelerine rağmen boşanma davası açmadıklarını, eşleri tarafından açılan boşanma davasını kabul etmediklerini, eşleri kabul etse, evliliği bütün bu şiddete rağmen devam ettirmekten yana olduklarını, buna karşılık; Ege Bölgesinde sigara fabrikasında çalışan ancak eşi tarafından şiddete uğrayan kadınların(bazılarında ise şiddet olmadığı halde, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmeyen kocaları hakkında), kararlı şekilde boşanma davası açtıklarını, eşlerin ise (kocaların) boşanma taleplerini kabul etmediğini, hatta kadınların yasal olarak hak etmelerine rağmen tazminat talebinde dahi bulunmadıklarını, sadece boşanma ve varsa çocuklarını istediklerini gözlemlemiştim.

Yukarıda yapılan tespit, sorunun ana kaynağı ve nedenidir. Kadınların meslek sahibi olmaları, ekonomik bağımsızlıklarının olması sorunu büyük oranda çözecektir. Dolayısıyla hareket noktası da burası olmalıdır. Ancak bu husus kısa vade de çözülebilecek bir konu da değildir. Kısa vadede cezai yaptırımlar tek başına sorunu çözmeyecektir. Diğer adımlarında atılması gerekir.

6284 sayılı Yasa hakkında tespit edebildiğim eksiklikler ve önerilerimi ilgili kısımlarda ifade etmeye çalıştım. Ancak uygulamada karşılaşılacak sorunlar bunlardan ibaret olmayacaktır.

Bu anlamda 6284 sayılı yasa, atılması gereken doğru adımlardan biridir. Uygulama sonuçları ciddi olarak değerlendirilmeli, aksayan yönler, olumsuz sonuçlar kısa sürede giderilmeli ve Yasa geliştirilmelidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat