O yıllarda olduğu gibi sonraki dönemde izlediğim kadarıyla gördüm ki asıl sorumlu, ne o ne de buydu; insan, hem de en sıradan, en zavallı, sokaktaki en aciz insan bunlardan sorumluydu. Phaselis Adağı, Bay Konsolos ve Çerkes Âdil Paşa'nın Tahsildarlık Günleri romanlarının yazarı Mahmut Şenol yeni romanı Akhisar Düşerken'de yakın tarihin toplumsal olaylarını kendine özgü kara mizahıyla yorumluyor. "Trafik Polisi Süslü Cafer'in Komünist Takibi" alt başlıklı romanda, 12 Eylül öncesinde hayali bir kasabada yaşanan siyasi olayları ve işlenen cinayetleri "son derece akıcı ve masal tadında" anlatıyor Şenol. Anlatıcının kimi zaman bir anda ortaya çıktığı kimi zaman anlatımı romanı yazana bıraktığı, bazen kahramanların ağzından olayları dinlemeye başladığımız, tiyatro etkisi yaratan dinamik kurgusuyla dikkat çeken Akhisar Düşerken'de bir kahraman aramaya kalkmayın çünkü bulamayacaksınız. Aslında şöyle de diyebiliriz: Romandaki hemen her karakter, her olgu birer kahraman. Ama öte yandan sayfalar ilerledikçe fark edileceği gibi, asıl kahraman Akhisar ve Akhisar da Türkiye Cumhuriyeti'nin 12 Eylül öncesi küçük bir modeli. Kaymakamı, emniyet müdürü, polisi, öğretmen ve öğrencileri, esnaf ve sanatkârları, işçisi, lümpeni, ev kadınlarıyla bir Anadolu kasabasını çok canlı, zaman zaman komik, çoğu zaman hüzünlü olaylarıyla canlandıran Akhisar Düşerken gerçeklikten kaçıp sıyrılan hem de içine gerçekliğin nüfuz ettiği hikâyesiyle, ciddi tespitler ve şen oyunlar arasında salınıyor.
O yıllarda olduğu gibi sonraki dönemde izlediğim kadarıyla gördüm ki asıl sorumlu, ne o ne de buydu; insan, hem de en sıradan, en zavallı, sokaktaki en aciz insan bunlardan sorumluydu. Phaselis Adağı, Bay Konsolos ve Çerkes Âdil Paşa'nın Tahsildarlık Günleri romanlarının yazarı Mahmut Şenol yeni romanı Akhisar Düşerken'de yakın tarihin toplumsal olaylarını kendine özgü kara mizahıyla yorumluyor. "Trafik Polisi Süslü Cafer'in Komünist Takibi" alt başlıklı romanda, 12 Eylül öncesinde hayali bir kasabada yaşanan siyasi olayları ve işlenen cinayetleri "son derece akıcı ve masal tadında" anlatıyor Şenol. Anlatıcının kimi zaman bir anda ortaya çıktığı kimi zaman anlatımı romanı yazana bıraktığı, bazen kahramanların ağzından olayları dinlemeye başladığımız, tiyatro etkisi yaratan dinamik kurgusuyla dikkat çeken Akhisar Düşerken'de bir kahraman aramaya kalkmayın çünkü bulamayacaksınız. Aslında şöyle de diyebiliriz: Romandaki hemen her karakter, her olgu birer kahraman. Ama öte yandan sayfalar ilerledikçe fark edileceği gibi, asıl kahraman Akhisar ve Akhisar da Türkiye Cumhuriyeti'nin 12 Eylül öncesi küçük bir modeli. Kaymakamı, emniyet müdürü, polisi, öğretmen ve öğrencileri, esnaf ve sanatkârları, işçisi, lümpeni, ev kadınlarıyla bir Anadolu kasabasını çok canlı, zaman zaman komik, çoğu zaman hüzünlü olaylarıyla canlandıran Akhisar Düşerken gerçeklikten kaçıp sıyrılan hem de içine gerçekliğin nüfuz ettiği hikâyesiyle, ciddi tespitler ve şen oyunlar arasında salınıyor.