Veysel Boğatepe, ilk mizah denemesi "Akıl Tamircisi"yle, günümüz toplumu üzerinde yaratılan derin psikolojik arızalara, hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe, cehalet ve kör böbürlenmelere, daha ötesinde afazik (lisan bozukluğu)na göndermelerde bulunuyor. Bu kitapta, tek cümlede iki slogan üreterek farklı bir mizah anlayışıyla, bildiğimiz atasözlerine ve deyimlere de nanik yapıyor. Duyguları sentetikleşerek biyonik bir figüre dönüşen toplumun neden mutsuz, umutsuz, anlaşılmaz, küfürbaz bir hale geldiği sorusuna ise yarattığı Filozof Fahri karakteriyle yanıt veriyor. İnsanın kimliğini diliyle oluşturabileceğinin altını kalın çizgilerle çizerken, iletişimin önemine vurgu yapıyor ve kendi yaşamımızı nasıl anlamsızlaştırdığımızı sözcük, kelime ve cümle avcılığı yaparak önümüze koyuyor. Bunu yaparken inceden alaylı bir tavır alıyor, sivri dilini ve ironik üslubunu kullanarak okuru adeta silkeliyor ve kendi olmaya, özüne dönmeye davet ediyor. Bu kitap, sadece gülümsetecek ve bilhassa düşündürecektir. Okumadan veya okuduktan sonra atmayı düşünüyorsanız, bir kez daha düşünün. Çünkü başka amaçlarınız için değerlendirebilir, bilimi bile şaşkına çevirecek ve sadece bize özgü buluşlarınız için kullanabilirsiniz. Okuduğunuzda ağız dolusu kahkahalar atmayacağınızı ve böylece yüzünüzün kırışmayacağını yazar garanti eder.
Veysel Boğatepe, ilk mizah denemesi "Akıl Tamircisi"yle, günümüz toplumu üzerinde yaratılan derin psikolojik arızalara, hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe, cehalet ve kör böbürlenmelere, daha ötesinde afazik (lisan bozukluğu)na göndermelerde bulunuyor. Bu kitapta, tek cümlede iki slogan üreterek farklı bir mizah anlayışıyla, bildiğimiz atasözlerine ve deyimlere de nanik yapıyor. Duyguları sentetikleşerek biyonik bir figüre dönüşen toplumun neden mutsuz, umutsuz, anlaşılmaz, küfürbaz bir hale geldiği sorusuna ise yarattığı Filozof Fahri karakteriyle yanıt veriyor. İnsanın kimliğini diliyle oluşturabileceğinin altını kalın çizgilerle çizerken, iletişimin önemine vurgu yapıyor ve kendi yaşamımızı nasıl anlamsızlaştırdığımızı sözcük, kelime ve cümle avcılığı yaparak önümüze koyuyor. Bunu yaparken inceden alaylı bir tavır alıyor, sivri dilini ve ironik üslubunu kullanarak okuru adeta silkeliyor ve kendi olmaya, özüne dönmeye davet ediyor. Bu kitap, sadece gülümsetecek ve bilhassa düşündürecektir. Okumadan veya okuduktan sonra atmayı düşünüyorsanız, bir kez daha düşünün. Çünkü başka amaçlarınız için değerlendirebilir, bilimi bile şaşkına çevirecek ve sadece bize özgü buluşlarınız için kullanabilirsiniz. Okuduğunuzda ağız dolusu kahkahalar atmayacağınızı ve böylece yüzünüzün kırışmayacağını yazar garanti eder.