AKP'nin Şirket Rejimi Otoriteryen Muhafazakarlığın Gerilim Hatları: Kürtler-Cemaat-Aleviler

Stok Kodu:
9786059020084
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
303
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786059020084
558354
AKP'nin Şirket Rejimi
AKP'nin Şirket Rejimi Otoriteryen Muhafazakarlığın Gerilim Hatları: Kürtler-Cemaat-Aleviler
26.00

Otoriteryen Muhafazakarlığın Gerilim Hatları:

Kürtler-Cemaat-Aleviler

Türkiye'nin son 10 yılı toplumsal ve siyasal olarak dört aktörü öne çıkarıyor:

AKP, Gülen Cemaati, Kürtler ve Aleviler.

12 yıllık iktidarını tamamlamak üzere olan ve ülkeyi bir şirket kültürü ile yöneten AKP, sarsılan içsel-dışsal dengeler ve gelişen toplumsal dinamikler sonucu sancılı bir sürece girdi. AKP'nin oluşturduğu ‘Şirketokrasi' rejimi, hem geleneksel devlet otoriterliğini yeniden üretip güçlendirmiş hem de ‘otoriteryen muhafazakârlık' kültürünü bina ederek ‘Şantiye-Rantiye-Zaptiye-Tasfiye' şeklinde özetlenebilecek yönetim tarzı yaratmıştır. Liberallerden sonra Gülen Cemaati'nin de şirketin ortaklığından ayrılması yeni güç çekişmelerini, tasfiyeleri ve yeni denge arayışlarını beraberinde getirmiştir. Soma'da yaşanan işçi katliamı ise yeni kırılma noktalarından biri olmuştur.

Ortadoğu'da önemli bir aktöre dönüşen Kürt Siyasi Hareketi bu yeni dengelerin anahtarı konumuna yükselmiştir. Aleviler ise hem iç siyasal gelişmelerde hem de Suriye'deki iç savaş özgülünde, dolaylı veya dolaysız önemli aktörlerden biri haline gelmiş, Gezi Direnişinin önemli toplumsal gövdesini teşkil etmeleri bakımından da diğer üç aktörün dikkate aldığı bir konumlanmaya sahip olmuşlardır.

AKP, Cemaat, Kürtler ve Aleviler arasındaki ilişkileri, yerel, bölgesel ve küresel bağlamlar ile güncel gelişmeler ışığında ele alan Ercan Geçgin, bu aktörlerin iç kırılganlıklarına, manevra alanlarına, tarihsel ve yapısal niteliklerine de dikkati çekiyor. Ayrıca, AKP'nin ‘otoriteryen muhafazakârlık' ideolojisine dayalı tahakküm ve rıza üretme biçimlerini güncel örneklerle açıklamaya çalışan Geçgin, 17 Aralık 2013'teki Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'ndan sosyal medyaya düşen ‘tapelere', 30 Mart 2014'deki Yerel Seçim sonuçlarının yarattığı tablodan Soma'daki işçi katliamına ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki bir dizi güncel gelişmeye kadar, bugünden yarına Türkiye'yi nasıl bir denklemin beklediğine de ışık tutmuş oluyor.

Otoriteryen Muhafazakarlığın Gerilim Hatları:

Kürtler-Cemaat-Aleviler

Türkiye'nin son 10 yılı toplumsal ve siyasal olarak dört aktörü öne çıkarıyor:

AKP, Gülen Cemaati, Kürtler ve Aleviler.

12 yıllık iktidarını tamamlamak üzere olan ve ülkeyi bir şirket kültürü ile yöneten AKP, sarsılan içsel-dışsal dengeler ve gelişen toplumsal dinamikler sonucu sancılı bir sürece girdi. AKP'nin oluşturduğu ‘Şirketokrasi' rejimi, hem geleneksel devlet otoriterliğini yeniden üretip güçlendirmiş hem de ‘otoriteryen muhafazakârlık' kültürünü bina ederek ‘Şantiye-Rantiye-Zaptiye-Tasfiye' şeklinde özetlenebilecek yönetim tarzı yaratmıştır. Liberallerden sonra Gülen Cemaati'nin de şirketin ortaklığından ayrılması yeni güç çekişmelerini, tasfiyeleri ve yeni denge arayışlarını beraberinde getirmiştir. Soma'da yaşanan işçi katliamı ise yeni kırılma noktalarından biri olmuştur.

Ortadoğu'da önemli bir aktöre dönüşen Kürt Siyasi Hareketi bu yeni dengelerin anahtarı konumuna yükselmiştir. Aleviler ise hem iç siyasal gelişmelerde hem de Suriye'deki iç savaş özgülünde, dolaylı veya dolaysız önemli aktörlerden biri haline gelmiş, Gezi Direnişinin önemli toplumsal gövdesini teşkil etmeleri bakımından da diğer üç aktörün dikkate aldığı bir konumlanmaya sahip olmuşlardır.

AKP, Cemaat, Kürtler ve Aleviler arasındaki ilişkileri, yerel, bölgesel ve küresel bağlamlar ile güncel gelişmeler ışığında ele alan Ercan Geçgin, bu aktörlerin iç kırılganlıklarına, manevra alanlarına, tarihsel ve yapısal niteliklerine de dikkati çekiyor. Ayrıca, AKP'nin ‘otoriteryen muhafazakârlık' ideolojisine dayalı tahakküm ve rıza üretme biçimlerini güncel örneklerle açıklamaya çalışan Geçgin, 17 Aralık 2013'teki Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'ndan sosyal medyaya düşen ‘tapelere', 30 Mart 2014'deki Yerel Seçim sonuçlarının yarattığı tablodan Soma'daki işçi katliamına ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki bir dizi güncel gelişmeye kadar, bugünden yarına Türkiye'yi nasıl bir denklemin beklediğine de ışık tutmuş oluyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat