Çehov'un bir tıp öğrencisiyken yazdığı ilk öykülerin yer aldığı Albion'un Kızı, yazarın özgün dünyasının ve imgeleminin oluşma sürecini izliyor.
Anton Çehov'un yazarlığa ilk başladığı yıllarda kaleme aldığı öyküleri bir araya getiren Albion'un Kızı, adı öykü türüyle neredeyse eş anlamlı olan yazarın öğrencilik yıllarında bile ışıldayan dehasını gözler önüne seriyor. 1880-1884 yılları arasında çeşitli edebi dergilerde yayımlanmış olan eskizlerinde Çehov, çağdaşlarının kaleme aldığı görkemli başyapıtların aksine, ölçeğine insanı alan mütevazı yapılar kurmaya başlamış ve bu sayede yeni ve yalın bir hakikate ulaşmıştır. Ustası Gogol gibi Çehov da yakından tanıdığı ve asla tepeden seyretmediği Rus taşrasına hâkim olan bağnazlıkları ve ahmaklıkları olduğu kadar, gösterişsizliği ve saf dilliliği de resmetmiş, hiçbiri karikatüre kaçmayan bu tiplemelere olan şefkatinden ve gerçekçilikten hiçbir zaman ödün vermemiştir.
“Çehov'un edebi eserlerine hakim olan muazzam iyilik hissi bir gündem veya edebi tebliğ olmasından değil, sahip olduğu yeteneğin doğal rengini almasından gelir.”
Çehov'un bir tıp öğrencisiyken yazdığı ilk öykülerin yer aldığı Albion'un Kızı, yazarın özgün dünyasının ve imgeleminin oluşma sürecini izliyor.
Anton Çehov'un yazarlığa ilk başladığı yıllarda kaleme aldığı öyküleri bir araya getiren Albion'un Kızı, adı öykü türüyle neredeyse eş anlamlı olan yazarın öğrencilik yıllarında bile ışıldayan dehasını gözler önüne seriyor. 1880-1884 yılları arasında çeşitli edebi dergilerde yayımlanmış olan eskizlerinde Çehov, çağdaşlarının kaleme aldığı görkemli başyapıtların aksine, ölçeğine insanı alan mütevazı yapılar kurmaya başlamış ve bu sayede yeni ve yalın bir hakikate ulaşmıştır. Ustası Gogol gibi Çehov da yakından tanıdığı ve asla tepeden seyretmediği Rus taşrasına hâkim olan bağnazlıkları ve ahmaklıkları olduğu kadar, gösterişsizliği ve saf dilliliği de resmetmiş, hiçbiri karikatüre kaçmayan bu tiplemelere olan şefkatinden ve gerçekçilikten hiçbir zaman ödün vermemiştir.
“Çehov'un edebi eserlerine hakim olan muazzam iyilik hissi bir gündem veya edebi tebliğ olmasından değil, sahip olduğu yeteneğin doğal rengini almasından gelir.”