Gerçeklerin ışığı altında; Ehl-i Bey'in İslamdaki yerini Allah'ın ve Hz. Peygamber'in yanındaki mertebelerini, yaşayışlarını, darı dünyada nelere katlandıklarını, Müslümanlığın yayılışındaki örnek cesaret ve fedakarlıklarını bilinmeyen yönlerini bütün gerçekleriyle yazmayı denedim.
Çocukluğumda, bilhassa lise yıllarında yetiştiğimiz muhitlerde ve tesadüfen bulunduğumuz meclislerde İslamiyetin kurucusu Hz. Muhammed ile İslamiyetin kurulup yayılmasında pek mühim yardımları bulunan Hz. Ali ve ona muhabbet gösterenlere, bir takım yakışıksız sözler sarfdenler olmuştur. Bazı zaman mümkün mertebe cevaplar vermişsem de, verdiğim cevapları kendim bile yeterli bulmadığım için, İslam tarihini daha esaslı bir şekilde incelemeye koyuldum.
Ehl-i Beyt; İslmanın, Müslümanlığın mayasıdır, köküdür. Onlar İslam anenesinin, İslam gerçeğinin bayraktarı ve esas noktalarıdır. Onları tanımak İslamın hakiki yüzünü, özünü tanımak demektir. Onlara yapılan haksızlıkları kınayan, "bu mübarek zatlara bu yapılır mı?" diyen hak ve vicdan sahiplerine maalesef çirkin ve aslı astarı olmayan isimler ve mahlaslar takılmıştır.
Halbu ki, Ehl-i Beyt'i sevmeyi, onların hak ve hukuklarının korunmasını bizzat Yüce Allah ve onun Resulü Hazret-i Muhammed emretmiştir. Yüce Allah'ın ve Resulü'nün emirlerini tutmayan Müslüman olabilir mi?
Gerçeklerin ışığı altında; Ehl-i Bey'in İslamdaki yerini Allah'ın ve Hz. Peygamber'in yanındaki mertebelerini, yaşayışlarını, darı dünyada nelere katlandıklarını, Müslümanlığın yayılışındaki örnek cesaret ve fedakarlıklarını bilinmeyen yönlerini bütün gerçekleriyle yazmayı denedim.
Çocukluğumda, bilhassa lise yıllarında yetiştiğimiz muhitlerde ve tesadüfen bulunduğumuz meclislerde İslamiyetin kurucusu Hz. Muhammed ile İslamiyetin kurulup yayılmasında pek mühim yardımları bulunan Hz. Ali ve ona muhabbet gösterenlere, bir takım yakışıksız sözler sarfdenler olmuştur. Bazı zaman mümkün mertebe cevaplar vermişsem de, verdiğim cevapları kendim bile yeterli bulmadığım için, İslam tarihini daha esaslı bir şekilde incelemeye koyuldum.
Ehl-i Beyt; İslmanın, Müslümanlığın mayasıdır, köküdür. Onlar İslam anenesinin, İslam gerçeğinin bayraktarı ve esas noktalarıdır. Onları tanımak İslamın hakiki yüzünü, özünü tanımak demektir. Onlara yapılan haksızlıkları kınayan, "bu mübarek zatlara bu yapılır mı?" diyen hak ve vicdan sahiplerine maalesef çirkin ve aslı astarı olmayan isimler ve mahlaslar takılmıştır.
Halbu ki, Ehl-i Beyt'i sevmeyi, onların hak ve hukuklarının korunmasını bizzat Yüce Allah ve onun Resulü Hazret-i Muhammed emretmiştir. Yüce Allah'ın ve Resulü'nün emirlerini tutmayan Müslüman olabilir mi?