18. yy'ın ilk yarısında yaşamış İrlandalı filozof George Berkley "Varolmak, algılanmış olmaktır" demiştir. Berkley, varolma ve algı kavramını ilişkilendirirken, belki de tesadüfen, çok önemli bir hususa değinmiştir. Duyularımız bize hayata dair en büyük hazları yaşatmakla kalmaz, aynı zamanda insan olmanın önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Dünyayı algılayışımız, onu nasıl gördüğümüz, nasıl duyduğumuz, nasıl kokladığımız, tattığımız ve ona nasıl dokunduğumuzla yakın bir alaka içindedir.
Günümüz dünyası insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar duygusal deneyimleri keşfetmek üzere olanaklar sunmakta. Tarihin hiçbir döneminde, sıradan insanların kullanımına uygun, bu çeşitlilikte duyusal deneyim yaşayabilme imkanı bulunmamıştı. Pazarlama profesyonelleri bu gerçeğin bilincine vardıkça, ürünlerin ve reklamların bugün olduğu hâlden daha büyük nispette duyusallık üzerine kurulacağını söylemek mantıklı ve isabetli bir öngörü olacaktır. Kimbilir, belki de 50 yıl sonra, bir ürünün reklamını deneyimlemek, satılmaya çalışılan ürünün kendisiyle yaşatacağı hissi deneyimlemekten daha eğlenceli hale gelir.
18. yy'ın ilk yarısında yaşamış İrlandalı filozof George Berkley "Varolmak, algılanmış olmaktır" demiştir. Berkley, varolma ve algı kavramını ilişkilendirirken, belki de tesadüfen, çok önemli bir hususa değinmiştir. Duyularımız bize hayata dair en büyük hazları yaşatmakla kalmaz, aynı zamanda insan olmanın önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Dünyayı algılayışımız, onu nasıl gördüğümüz, nasıl duyduğumuz, nasıl kokladığımız, tattığımız ve ona nasıl dokunduğumuzla yakın bir alaka içindedir.
Günümüz dünyası insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar duygusal deneyimleri keşfetmek üzere olanaklar sunmakta. Tarihin hiçbir döneminde, sıradan insanların kullanımına uygun, bu çeşitlilikte duyusal deneyim yaşayabilme imkanı bulunmamıştı. Pazarlama profesyonelleri bu gerçeğin bilincine vardıkça, ürünlerin ve reklamların bugün olduğu hâlden daha büyük nispette duyusallık üzerine kurulacağını söylemek mantıklı ve isabetli bir öngörü olacaktır. Kimbilir, belki de 50 yıl sonra, bir ürünün reklamını deneyimlemek, satılmaya çalışılan ürünün kendisiyle yaşatacağı hissi deneyimlemekten daha eğlenceli hale gelir.