Ünlü Fin ilim adamı Harva'nın bu eseri, Rus Çarlığı adına Altaylar/Sibirya bölgesine yaptığı Altay ve Türk halklarının inançlarına dair araştırma ve incelemeleri içermektedir.
Bu eser, başta Türkler olmak üzere, Türklerle akraba ve onlara komşu kavimlerin, topyekun bozkır/göçebe/avcı dünyasının kadim inançları, gelenekleri, dinleri, efsaneleri, ritüelleri ve evren tasavvurlarına kadar bilinmeyen veya asıl kökeninden koparak unutulan zengin bir antropolojik malzeme sunmaktadır. Harva bu çalışmasında günümüz dünyasında hala tartışılan şamanizm ve tanrılar gibi Batılılar tarafından sonradan uydurulmuş kavramlara açıklık getirirken, aynı zamanda tek ve çok tanrılı dinler arasında mukayeseli örneklerle, bu halkların dini, kültürel ve antropolojik değişim ve dönüşüm aşamalarını takip etme imkanı sunar.
Disiplinlerarası metodolojiyi zamanın şartlarına göre (1900'lerin başları) azami derecede kullanan Harva, bozkır dünyasında artık günümüzde çoğu eriyip, kaybolmuş Altay soylu etnik kimliklerin isimlerini vermekle, konunun uzmanı olan etnolog, tarihçi ve halk bilimcilere de kaynak teşkil eder.
Kolma'dan Finlandiya'ya, Moğolistan'dan Balkanlara kadar uzanan bu geniş coğrafyadaki müşterek inanç, gelenek, efsane ve meseller, aynı zamanda kültürel bir jeopolitiğin sınırlarını çizmekle, bu sınırlar göçebe/bozkır çobanlarının yaşadıkları tarihi ve coğrafî Turan etnitesini de anlamlı hale getirir.
Ünlü Fin ilim adamı Harva'nın bu eseri, Rus Çarlığı adına Altaylar/Sibirya bölgesine yaptığı Altay ve Türk halklarının inançlarına dair araştırma ve incelemeleri içermektedir.
Bu eser, başta Türkler olmak üzere, Türklerle akraba ve onlara komşu kavimlerin, topyekun bozkır/göçebe/avcı dünyasının kadim inançları, gelenekleri, dinleri, efsaneleri, ritüelleri ve evren tasavvurlarına kadar bilinmeyen veya asıl kökeninden koparak unutulan zengin bir antropolojik malzeme sunmaktadır. Harva bu çalışmasında günümüz dünyasında hala tartışılan şamanizm ve tanrılar gibi Batılılar tarafından sonradan uydurulmuş kavramlara açıklık getirirken, aynı zamanda tek ve çok tanrılı dinler arasında mukayeseli örneklerle, bu halkların dini, kültürel ve antropolojik değişim ve dönüşüm aşamalarını takip etme imkanı sunar.
Disiplinlerarası metodolojiyi zamanın şartlarına göre (1900'lerin başları) azami derecede kullanan Harva, bozkır dünyasında artık günümüzde çoğu eriyip, kaybolmuş Altay soylu etnik kimliklerin isimlerini vermekle, konunun uzmanı olan etnolog, tarihçi ve halk bilimcilere de kaynak teşkil eder.
Kolma'dan Finlandiya'ya, Moğolistan'dan Balkanlara kadar uzanan bu geniş coğrafyadaki müşterek inanç, gelenek, efsane ve meseller, aynı zamanda kültürel bir jeopolitiğin sınırlarını çizmekle, bu sınırlar göçebe/bozkır çobanlarının yaşadıkları tarihi ve coğrafî Turan etnitesini de anlamlı hale getirir.