Altaylardan Hira'ya Türk-İslam Dostluğu

Stok Kodu:
9786054369645
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
560
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786054369645
444643
Altaylardan Hira'ya Türk-İslam Dostluğu
Altaylardan Hira'ya Türk-İslam Dostluğu
25.00

Milliyetçilik düşüncesi; statik (durağan) değil, çağlara ve milletlerin özelliklerine göre dinamik (değişen ve gelişen) bir yapıya sahiptir. Efradını câmi-ağyarını mâni bir ifade ile denilebilir ki; Milliyetçilik; millete ait maddî ve manevî, ahlakî ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi, dünya durdukça bağımsız ve güçlü bir devlete sahip olarak yaşamak idealidir. Milliyetçilik kavramı, batı dünyası için yenidir. Fransız ihtilali ile doğmuş ve gelişmiştir. Türk milliyetçiliğinin temellerinin m.ö. 200'lü yıllarda hun imparatorluğu ile atıldığını söylemek mümkündür. Hucurat sûresi'nin 13. Âyet-i kerimesi ile kavmiyetçiliğin yasaklandığı gerekçe gösterilerek ve milliyetçiliğin de kavmiyetçilikle aynı kavramlar olduğu yanılgısına düşerek, milliyetçiliği reddedenler (az da olsa) vardır. Diğer taraftan, islamiyet'in türkleri aslî özelliklerinden uzaklaştırdığını düşünüp, din olgusu ile aralarına mesafe koyanlara da rastlanmaktadır. Batı; az sayıda kişilerden oluşan bu grupları birbirine düşürmek suretiyle millî birliğimizi-bütünlüğünüzü zayıflatmak ve bozmak hesapları içerisindedir. Bu kitapta; milliyetçilik kavramı ve din olgusu, kökenleri ve insanımıza kazandırdıkları değerler itibariyle, derinlemesine incelenip şu sonuca varılıyor: Gerçek türk milliyetçisi, aynı zamanda tam bir müslüman olmalıdır. Huzur bundadır. Güç bundadır. Türk milletinin en az 4.000 yıllık millî varlığını, 1.100 yıllık manevî dayanağını yeni ve gelecek binlerce yıllara taşımak imkânı bundadır.

Milliyetçilik düşüncesi; statik (durağan) değil, çağlara ve milletlerin özelliklerine göre dinamik (değişen ve gelişen) bir yapıya sahiptir. Efradını câmi-ağyarını mâni bir ifade ile denilebilir ki; Milliyetçilik; millete ait maddî ve manevî, ahlakî ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi, dünya durdukça bağımsız ve güçlü bir devlete sahip olarak yaşamak idealidir. Milliyetçilik kavramı, batı dünyası için yenidir. Fransız ihtilali ile doğmuş ve gelişmiştir. Türk milliyetçiliğinin temellerinin m.ö. 200'lü yıllarda hun imparatorluğu ile atıldığını söylemek mümkündür. Hucurat sûresi'nin 13. Âyet-i kerimesi ile kavmiyetçiliğin yasaklandığı gerekçe gösterilerek ve milliyetçiliğin de kavmiyetçilikle aynı kavramlar olduğu yanılgısına düşerek, milliyetçiliği reddedenler (az da olsa) vardır. Diğer taraftan, islamiyet'in türkleri aslî özelliklerinden uzaklaştırdığını düşünüp, din olgusu ile aralarına mesafe koyanlara da rastlanmaktadır. Batı; az sayıda kişilerden oluşan bu grupları birbirine düşürmek suretiyle millî birliğimizi-bütünlüğünüzü zayıflatmak ve bozmak hesapları içerisindedir. Bu kitapta; milliyetçilik kavramı ve din olgusu, kökenleri ve insanımıza kazandırdıkları değerler itibariyle, derinlemesine incelenip şu sonuca varılıyor: Gerçek türk milliyetçisi, aynı zamanda tam bir müslüman olmalıdır. Huzur bundadır. Güç bundadır. Türk milletinin en az 4.000 yıllık millî varlığını, 1.100 yıllık manevî dayanağını yeni ve gelecek binlerce yıllara taşımak imkânı bundadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat