Ana Tanrıça heykellerini yapan da, onlara tapan da insandır.
Tapılan heykeller (putlar), insandaki “nefs“ özelliğinin madde alemindeki görüntüsü olan “Firavun“ kavramı ile sembolleşmişlerdir.
Tarihin yüzyıllardır bize gönderdiği ve tapınak duvarlarında bile kazınmış olan mesaj: “Kendini Bil“ cümlesinde gizlidir. Nitekim Kuran'da da aynı şeyden bahsedilir: “Nefsini Bilen, Rabbini Bilir“.
Ana Tanrıça Gerçeği bilimsel araştırmalarıyla sizi, Kutsal Kitaplar'ın bildirdikleriyle bağlantılı bilgi kaynaklarına ulaştıracaktır.
Varoluşundan beri insanların ortak bir dili vardır ve o dilin adı da “Sevgi“dir. Bu dil, zaman öncesi bir zaman sonrası dillerin birleştiği yelpazenin merkezidir. Bu duygunun karşısında gerçek ortaya çıkar. O gerçek karşısında da zaten “sen“ ve “ben“ diye bir kavram yoktur. Aslında “var“ ve “yok“ aynıdır.
Ana Tanrıça Gerçeği aynı zamanda sizi sanat, estetik, mitoloji, din, felsefe ve psikoloji kavramlarıyla düşündürecek ve buluşturacaktır.
Ana Tanrıça heykellerini yapan da, onlara tapan da insandır.
Tapılan heykeller (putlar), insandaki “nefs“ özelliğinin madde alemindeki görüntüsü olan “Firavun“ kavramı ile sembolleşmişlerdir.
Tarihin yüzyıllardır bize gönderdiği ve tapınak duvarlarında bile kazınmış olan mesaj: “Kendini Bil“ cümlesinde gizlidir. Nitekim Kuran'da da aynı şeyden bahsedilir: “Nefsini Bilen, Rabbini Bilir“.
Ana Tanrıça Gerçeği bilimsel araştırmalarıyla sizi, Kutsal Kitaplar'ın bildirdikleriyle bağlantılı bilgi kaynaklarına ulaştıracaktır.
Varoluşundan beri insanların ortak bir dili vardır ve o dilin adı da “Sevgi“dir. Bu dil, zaman öncesi bir zaman sonrası dillerin birleştiği yelpazenin merkezidir. Bu duygunun karşısında gerçek ortaya çıkar. O gerçek karşısında da zaten “sen“ ve “ben“ diye bir kavram yoktur. Aslında “var“ ve “yok“ aynıdır.
Ana Tanrıça Gerçeği aynı zamanda sizi sanat, estetik, mitoloji, din, felsefe ve psikoloji kavramlarıyla düşündürecek ve buluşturacaktır.
