İkinci El
Prof. Dr. Hikmet Birand (1904-1972), İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu'nu bitirdikten sonra Almanya'da Bonn Üniversitesi'nde doktorasını tamamlamıştır. Daha önce Alıç Ağacı ile Sohbetler kitabını da yayımladığımız Prof. Dr. Birand, bitki sosyolojisi bilim dalının ülkemizdeki kurucusudur. Anadolu Manzaraları kitabı, sudan toprağa, bozkırdan ağaca bir söyleşi düzeni içinde doğa sevgisinin anlatımıdır. İlk kez 1957 yılında yayımlanan ve her geçen gün değeri bir kat daha artan bu küçük ama önemli yapıtın okurlarımızın ilgisini çekeceğini umuyoruz.
“Türkiye’de tabiat, ayağımızın altından kayıp gitmektedir. Bu nasıl olmaktadır, nasıl önlenmelidir, önlenmezse memleketin hali nice olur?... Türkiye, tabiatı bin bir tezatla, bin bir güzellikle dolu bir memlekettir. Her bölgesinin ayrı özelliği, her bölgesinin tabiat severleri hayran bırakacak cazibeleri vardır... Lakin Türkiye, tabiatı en çok hırpalanmış olan memleketlerden biridir... şu yamaçtan geçecek şose tabiat manzarasının ahengini bozar mı, vadideki derenin kenarına kurulacak fabrika, vadinin şirinliğine bir tatsızlık katar mı, falan ormanda yapılacak sanatoryumun, falan dağda inşa edilecek otelin mimarisi tabiata uyacak mı...”
İkinci El
Prof. Dr. Hikmet Birand (1904-1972), İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu'nu bitirdikten sonra Almanya'da Bonn Üniversitesi'nde doktorasını tamamlamıştır. Daha önce Alıç Ağacı ile Sohbetler kitabını da yayımladığımız Prof. Dr. Birand, bitki sosyolojisi bilim dalının ülkemizdeki kurucusudur. Anadolu Manzaraları kitabı, sudan toprağa, bozkırdan ağaca bir söyleşi düzeni içinde doğa sevgisinin anlatımıdır. İlk kez 1957 yılında yayımlanan ve her geçen gün değeri bir kat daha artan bu küçük ama önemli yapıtın okurlarımızın ilgisini çekeceğini umuyoruz.
“Türkiye’de tabiat, ayağımızın altından kayıp gitmektedir. Bu nasıl olmaktadır, nasıl önlenmelidir, önlenmezse memleketin hali nice olur?... Türkiye, tabiatı bin bir tezatla, bin bir güzellikle dolu bir memlekettir. Her bölgesinin ayrı özelliği, her bölgesinin tabiat severleri hayran bırakacak cazibeleri vardır... Lakin Türkiye, tabiatı en çok hırpalanmış olan memleketlerden biridir... şu yamaçtan geçecek şose tabiat manzarasının ahengini bozar mı, vadideki derenin kenarına kurulacak fabrika, vadinin şirinliğine bir tatsızlık katar mı, falan ormanda yapılacak sanatoryumun, falan dağda inşa edilecek otelin mimarisi tabiata uyacak mı...”