Anadolu Yangınları ve Ermeni-Rum Tehciri Felaketin Mantığı Kitabının Eleştirisi

Stok Kodu:
9786055021610
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
472
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786055021610
591712
Anadolu Yangınları ve Ermeni-Rum Tehciri
Anadolu Yangınları ve Ermeni-Rum Tehciri Felaketin Mantığı Kitabının Eleştirisi
33.00

Yangına neden kastedilebilir? Yangın ne zaman menfaate dönüşebilir?

Yangını menfaate çevirmek için 20. yüzyıl başlarında sigorta şirketlerinin bazı yerlerde sabotajlarda bulunduğu şeklindeki haberler, tarihsel veriler arasındadır.

Kazanan mı yakar, kaybeden mi? Her kesimden kişilere bunu sorduğumuzda, “neyin yakıldığına bağlı” cevabı alıyoruz.

Kazananın, kazandığı şeylere ihtiyacı varsa yakmaz. Türkiye'de genel savaş yıllarının başından 1940'lara dek süren bir mesken bunalımı mevcuttur. Şiddetle gereksinim duyulan mülk (tarla, mesken, hane, ibadethane, vs.), kazanan tarafından yakılmaz.

Kaybeden yakar. Giderayak sahibi olduğu mülkiyeti yok etme eğilimindedir. Kaybeden geride bıraktıklarını, mağlubiyetin verdiği ezinç duygusuyla, “galip ve mağrur” düşmanına “yar etmemek” için imha yolunu seçer. Bu durumda yanan büyük oranda geçmişteki öz birikimi, kendi emeğidir. Kaybeden, kazanana ancak geride bıraktıklarını yakarak imha etme yoluyla kayıp yaşatır; bu bir stratejidir. Yunanlıların yenilerek İzmir'i tahliyesi de tehcir sürecinde ve sonrasında Ermenilerin kendi mahallelerini yangınla imha etmesi de bu durumla doğrudan ilişkilidir.

Bu strateji, belirli bir kitleye ait değildir.
Kaybedenlerin stratejisidir…
Elinizdeki kitapta yazar, 1800'lerden 1920'lere dek Anadolu'da gerçekleşen Rum ve Ermeni isyanlarının altyapısını ve isyanlara endeksli olarak bu süreçte çıkarılan yangınları, bugüne dek konuyla ilgili yapılan bazı çalışmalara karşı tez üreterek meseleyi eleştirel bir üslup ve bilimsel bir titizlikle ele alıyor…

Yangına neden kastedilebilir? Yangın ne zaman menfaate dönüşebilir?

Yangını menfaate çevirmek için 20. yüzyıl başlarında sigorta şirketlerinin bazı yerlerde sabotajlarda bulunduğu şeklindeki haberler, tarihsel veriler arasındadır.

Kazanan mı yakar, kaybeden mi? Her kesimden kişilere bunu sorduğumuzda, “neyin yakıldığına bağlı” cevabı alıyoruz.

Kazananın, kazandığı şeylere ihtiyacı varsa yakmaz. Türkiye'de genel savaş yıllarının başından 1940'lara dek süren bir mesken bunalımı mevcuttur. Şiddetle gereksinim duyulan mülk (tarla, mesken, hane, ibadethane, vs.), kazanan tarafından yakılmaz.

Kaybeden yakar. Giderayak sahibi olduğu mülkiyeti yok etme eğilimindedir. Kaybeden geride bıraktıklarını, mağlubiyetin verdiği ezinç duygusuyla, “galip ve mağrur” düşmanına “yar etmemek” için imha yolunu seçer. Bu durumda yanan büyük oranda geçmişteki öz birikimi, kendi emeğidir. Kaybeden, kazanana ancak geride bıraktıklarını yakarak imha etme yoluyla kayıp yaşatır; bu bir stratejidir. Yunanlıların yenilerek İzmir'i tahliyesi de tehcir sürecinde ve sonrasında Ermenilerin kendi mahallelerini yangınla imha etmesi de bu durumla doğrudan ilişkilidir.

Bu strateji, belirli bir kitleye ait değildir.
Kaybedenlerin stratejisidir…
Elinizdeki kitapta yazar, 1800'lerden 1920'lere dek Anadolu'da gerçekleşen Rum ve Ermeni isyanlarının altyapısını ve isyanlara endeksli olarak bu süreçte çıkarılan yangınları, bugüne dek konuyla ilgili yapılan bazı çalışmalara karşı tez üreterek meseleyi eleştirel bir üslup ve bilimsel bir titizlikle ele alıyor…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat