İkinci El
Bu kitap anarşizm üzerine bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışmadır. Woodcock, anarşizmi Düşünce ve Hareket olarak iki döneme ayırır. Anarşist düşüncenin soyağacını, 1793'te yayımlanan "Politik Adalet" adlı kitabıyla Godwin'den başlatarak Stirner, Proudhon, Bakunin, Kropotkin ve Tolstoy gibi anarşist düşünürleri eserleriyle birlikte tanıtır.
Bunlar her bir ağızdan, oteritenin en önemli varlık kurumu olan devlet hakkında bize şunu söylerler:
"Devlet geliştiği ölçüde insanın iç dünyasının bir ikâmesine dönüşür. Liberal devlet en uç demokrasi biçimine ulaşırsa ve herkes devletin bir görevlisi, kendi kendinin polisi haline gelirse, devlet sonunda insanın içindeki canlı ruhu da yok etmiş olacaktır. Yanlışlık, devletin şu ya da bu biçimde değil, bir düşünce, bir ilke olarak devletin kendisindedir; belirli bir devlet biçiminin iyiliği ya da kötülüğüyle değil, devletin yanlışlığıyla uğraşmamız gerekir."
Bakunin'in çalışmalarıyla büyüyerek yayılan anarşist hareketi her ülkede tek tek ele alarak inceleyen Woodcock, bu tarihi, çeşitli ülkelerden gelen üç binden fazla kişinin katıldığı 1984 Venedik Kongresi'ne kadar izler.
Türkiye'de bugüne kadar gereken ilgiyi bulamadığı için kendi kaynağından bilinmeyen anarşizm, hep karşıtlarının gözüyle tarif edildi. Şimdi bu çalışmayla okur, anarşizmi kendi kaleminden okuma şansına sahip olacak. Hem de şiddet karşıtı anarşist Woodcock'ın acımasız eleştirelliğiyle...
İkinci El
Bu kitap anarşizm üzerine bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışmadır. Woodcock, anarşizmi Düşünce ve Hareket olarak iki döneme ayırır. Anarşist düşüncenin soyağacını, 1793'te yayımlanan "Politik Adalet" adlı kitabıyla Godwin'den başlatarak Stirner, Proudhon, Bakunin, Kropotkin ve Tolstoy gibi anarşist düşünürleri eserleriyle birlikte tanıtır.
Bunlar her bir ağızdan, oteritenin en önemli varlık kurumu olan devlet hakkında bize şunu söylerler:
"Devlet geliştiği ölçüde insanın iç dünyasının bir ikâmesine dönüşür. Liberal devlet en uç demokrasi biçimine ulaşırsa ve herkes devletin bir görevlisi, kendi kendinin polisi haline gelirse, devlet sonunda insanın içindeki canlı ruhu da yok etmiş olacaktır. Yanlışlık, devletin şu ya da bu biçimde değil, bir düşünce, bir ilke olarak devletin kendisindedir; belirli bir devlet biçiminin iyiliği ya da kötülüğüyle değil, devletin yanlışlığıyla uğraşmamız gerekir."
Bakunin'in çalışmalarıyla büyüyerek yayılan anarşist hareketi her ülkede tek tek ele alarak inceleyen Woodcock, bu tarihi, çeşitli ülkelerden gelen üç binden fazla kişinin katıldığı 1984 Venedik Kongresi'ne kadar izler.
Türkiye'de bugüne kadar gereken ilgiyi bulamadığı için kendi kaynağından bilinmeyen anarşizm, hep karşıtlarının gözüyle tarif edildi. Şimdi bu çalışmayla okur, anarşizmi kendi kaleminden okuma şansına sahip olacak. Hem de şiddet karşıtı anarşist Woodcock'ın acımasız eleştirelliğiyle...