Ankaralı bir Katolik Ermeni olan Simon Arakelyan'ın 1915'te yaşanan tehcir ve katliamlar sırasında hayatta kalmasının hikâyesini aktaran “Ankara Vukuatı: Menfilik Hatıralarım”, 122 günlük dehşetli bir yolculuğun kronolojisi. 1921'de Ermeni harfleriyle Türkçe olarak yayımlanan ve Latin harfleriyle ilk kez gün yüzü görecek olan kitap, Reji idaresinde memur olarak görev yapan Arakelyan'ın ve çevresindekilerin başından geçenleri tüm canlılığı ve gerçekliğiyle ortaya koyuyor.
Arakelyan'ın anlatımına göre, 1915 yazında Ankaralı Ortodoks Ermeniler katledilirken sıranın kendilerine geleceği günü korkuyla bekleyen Katolik Ermeniler nihayet gruplar halinde tutuklanır ve kötü muamele, saldırılar, açlık ve doğa koşullarıyla mücadele edecekleri bir ölüm yolculuğuna çıkarılır. İlk hedef olarak belirlenen Tarsus'tan sonraki durak, hayatta kalma ihtimalinin neredeyse hiç olmadığı Der Zor çölleridir. Arakelyan'ın aklında tek bir şey vardır: Ne yapıp edip Der Zor'a gitmekten kurtulmak. Neyse ki talih onun yanındadır. Okuyanın nefesini kesen bir kaçış sürecinden sonra kurtulur ve çaresizlik dolu hatıratını 1921'de İstanbul'da yayımlar.
Arakelyan'ın hatıratı, resmi tarih anlatısına göre tehcir ve katliamlara uğramayan Katolik Ermenilerin 1915'te neler yaşadıkları, tehcirin koşulları, gasp edilen mülkler ve 1917 Ankara Yangını konularına birincil elden ışık tutuyor. Ancak kitabın değeri sadece bunlarla sınırlı değil. Sıradan bir Osmanlı Ermenisinin o günlerde neler hissettiğini, maruz kaldıklarını nasıl değerlendirdiğini, kendi iç hesaplaşmalarını olanca çıplaklığıyla anlatan metin, Felaket'in içinden bir insanın hikâyesini, aracısız, doğrudan ulaşılır kıldığı, ete kemiğe büründürdüğü için de son derece orijinal ve özel. Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Murat Cankara'nın editörlüğünde ve çeviriyazısıyla hazırlanan eser, Arakelyan'ın ince bir Osmanlıcayla yazılmış cümlelerini kendi ağzından okumak isteyenler için orijinal metnin transliterasyonunu da içeriyor.
Ankaralı bir Katolik Ermeni olan Simon Arakelyan'ın 1915'te yaşanan tehcir ve katliamlar sırasında hayatta kalmasının hikâyesini aktaran “Ankara Vukuatı: Menfilik Hatıralarım”, 122 günlük dehşetli bir yolculuğun kronolojisi. 1921'de Ermeni harfleriyle Türkçe olarak yayımlanan ve Latin harfleriyle ilk kez gün yüzü görecek olan kitap, Reji idaresinde memur olarak görev yapan Arakelyan'ın ve çevresindekilerin başından geçenleri tüm canlılığı ve gerçekliğiyle ortaya koyuyor.
Arakelyan'ın anlatımına göre, 1915 yazında Ankaralı Ortodoks Ermeniler katledilirken sıranın kendilerine geleceği günü korkuyla bekleyen Katolik Ermeniler nihayet gruplar halinde tutuklanır ve kötü muamele, saldırılar, açlık ve doğa koşullarıyla mücadele edecekleri bir ölüm yolculuğuna çıkarılır. İlk hedef olarak belirlenen Tarsus'tan sonraki durak, hayatta kalma ihtimalinin neredeyse hiç olmadığı Der Zor çölleridir. Arakelyan'ın aklında tek bir şey vardır: Ne yapıp edip Der Zor'a gitmekten kurtulmak. Neyse ki talih onun yanındadır. Okuyanın nefesini kesen bir kaçış sürecinden sonra kurtulur ve çaresizlik dolu hatıratını 1921'de İstanbul'da yayımlar.
Arakelyan'ın hatıratı, resmi tarih anlatısına göre tehcir ve katliamlara uğramayan Katolik Ermenilerin 1915'te neler yaşadıkları, tehcirin koşulları, gasp edilen mülkler ve 1917 Ankara Yangını konularına birincil elden ışık tutuyor. Ancak kitabın değeri sadece bunlarla sınırlı değil. Sıradan bir Osmanlı Ermenisinin o günlerde neler hissettiğini, maruz kaldıklarını nasıl değerlendirdiğini, kendi iç hesaplaşmalarını olanca çıplaklığıyla anlatan metin, Felaket'in içinden bir insanın hikâyesini, aracısız, doğrudan ulaşılır kıldığı, ete kemiğe büründürdüğü için de son derece orijinal ve özel. Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Murat Cankara'nın editörlüğünde ve çeviriyazısıyla hazırlanan eser, Arakelyan'ın ince bir Osmanlıcayla yazılmış cümlelerini kendi ağzından okumak isteyenler için orijinal metnin transliterasyonunu da içeriyor.