Müzik sanat dallarının olasılıkla en eskidir. İlkçağ düşünürleri, müziğin temelini içinde yaşadığımız evrenin doğal ritmik düzenine ve uyumuna bağlamışlardır. Ay, güneş, gezegenler, gece-gündüz, mevsimler, her biri belli bir ritim içinde devinen, belli bir uyum sergileyen nesneler ve olaylardır. Ayrıca insan bedeninin yapısı, işleyişi de müzikteki gibi ritim ve uyum öğelerini taşır. Bugün karmaşık bir sanat dalı olarak uzun yılların eğitimini ve emeğini gerektiren müzik sanatı, diğer sanat dalları arasında en ilkel ve en temel güdülerden kaynaklanmış olanıdır. İlk insanın doğa seslerini yansıtması, kendi sesini rüzgarın, denizin, kuşun sesine benzetmesi, ezginin doğması yolundaki ilkadımlar olmuştur.
Antik Dönem'de gerek günlük yaşam gerekse inanç sistemleri gereğince insanlar özel günler için çok sayıda enstroman kullanmışlardır. Bu çalgıları iki kategoride incelemek mümkündür. Kültüre ve bölgeye özel, diğeri ise kültürlerin paylaştığı çalgılardır. Çok tanrılı dinlerde tanrı, tanrıların ve yarı tanrıların sembolleri olması gelenektir. Olympos'un 12 büyük tanrısından olan Apollona da şekli, sesi evrimleşerek günümüze kadar uzanan Iyra ve kithara atfedilmiştir. Hellen toplumunda müzik yapmak bir ibadetti. Tanrıyla iletişim kurma yoluydu ve şenliklerde insanlar tanrılara müzikle teşekkürlerini sunuyorlardı. Şenliklerde yapılan müzik, dini amaçlıydı, kutsaldı ve ancak tanrılar için yapılabilirdi. Bu müzikten zamanla din dışı birçok yeni form doğmuştur. İşte bu toplumsal işlevlerde çalınan çalgıların en yaygınlarında birisi de Iyradır.
Müzik sanat dallarının olasılıkla en eskidir. İlkçağ düşünürleri, müziğin temelini içinde yaşadığımız evrenin doğal ritmik düzenine ve uyumuna bağlamışlardır. Ay, güneş, gezegenler, gece-gündüz, mevsimler, her biri belli bir ritim içinde devinen, belli bir uyum sergileyen nesneler ve olaylardır. Ayrıca insan bedeninin yapısı, işleyişi de müzikteki gibi ritim ve uyum öğelerini taşır. Bugün karmaşık bir sanat dalı olarak uzun yılların eğitimini ve emeğini gerektiren müzik sanatı, diğer sanat dalları arasında en ilkel ve en temel güdülerden kaynaklanmış olanıdır. İlk insanın doğa seslerini yansıtması, kendi sesini rüzgarın, denizin, kuşun sesine benzetmesi, ezginin doğması yolundaki ilkadımlar olmuştur.
Antik Dönem'de gerek günlük yaşam gerekse inanç sistemleri gereğince insanlar özel günler için çok sayıda enstroman kullanmışlardır. Bu çalgıları iki kategoride incelemek mümkündür. Kültüre ve bölgeye özel, diğeri ise kültürlerin paylaştığı çalgılardır. Çok tanrılı dinlerde tanrı, tanrıların ve yarı tanrıların sembolleri olması gelenektir. Olympos'un 12 büyük tanrısından olan Apollona da şekli, sesi evrimleşerek günümüze kadar uzanan Iyra ve kithara atfedilmiştir. Hellen toplumunda müzik yapmak bir ibadetti. Tanrıyla iletişim kurma yoluydu ve şenliklerde insanlar tanrılara müzikle teşekkürlerini sunuyorlardı. Şenliklerde yapılan müzik, dini amaçlıydı, kutsaldı ve ancak tanrılar için yapılabilirdi. Bu müzikten zamanla din dışı birçok yeni form doğmuştur. İşte bu toplumsal işlevlerde çalınan çalgıların en yaygınlarında birisi de Iyradır.