"Ex… Yani çıkış, ama ölerek çıkış! İşte böyle çıktım o diri hayattan. Yapmak istediğim o kadar şey vardı ki… Gitmek istemiyordum, zamanım gelmemişti, öyle hissediyordum. İşte 'buçuk' böyle düşündüğüm an başladı. Ben artık yarı ölü, yarı diri gibiydim."
Burası Ara Alem! Nefes alamayan ama ‘tam ölüm'e de geçemeyen genç ruhların asılı kaldıkları yer. Dehşetengiz olayların yaşandığı Ara Alem'de 'var olabilmek' başlı başına bir sınav. Çünkü Tarlakoz bu alemdekileri gerçek ölüme sürükleyebilmek için sürekli taaruzda. Tarlakoz kim diye sakın sorma! Zaten onu görmüş olsaydık sana bu gizemli öykünün kapısını aralayamazdık. Eğer kazara onunla karşılaşma gafletinde bulunsaydık, muhtemelen şu an sonsuz ve rüyasız bir uykunun içerisinde yitip gitmiş ve gerçek bir ölüye dönüşmüştük… İşte bu yüzden, Ara Alem'deki herkes iz bırakmadan varlıklarını sürdürmek zorunda. Aksi halde sonları karanlık. Ve belki de en kötüsü; ne arkadaşları, ne kuşları, ne de boş hayalleri onların savrulmasına engel olamayacak...
Her kitabında okurlarını şaşırtmayı başaran bol ödüllü yazar Miyase Sertbarut, geceleri saat üç buçukta uyanıp yazdığı ve üç kitaplık bir gerilim serisi olarak tasarladığı "Ara Alem" dizisinin ilk halkasında, okurlarını, farklı bir boyutta yeni bir deneyim kazanmanın tadına varacakları bir dünyaya, Ara Alem'e götürüyor…
“Üç buçuk harfli”lerin, Kaan Demirçelik'in özgün çizimleriyle adeta canlandığı Ara Alem 1 - Tarlakoz'un Tuzağı'nı okurken, ensenizde, hatta ayak bileklerinizde bir esinti hissedebilir; evcil hayvanlarınızı sizin göremediklerinize gözlerini sabitlemişken yakalayabilirsiniz.
Unutmayın, hayata tutunabilmek için bazen ruhların size yol göstermesi gerekebilir…
"Ex… Yani çıkış, ama ölerek çıkış! İşte böyle çıktım o diri hayattan. Yapmak istediğim o kadar şey vardı ki… Gitmek istemiyordum, zamanım gelmemişti, öyle hissediyordum. İşte 'buçuk' böyle düşündüğüm an başladı. Ben artık yarı ölü, yarı diri gibiydim."
Burası Ara Alem! Nefes alamayan ama ‘tam ölüm'e de geçemeyen genç ruhların asılı kaldıkları yer. Dehşetengiz olayların yaşandığı Ara Alem'de 'var olabilmek' başlı başına bir sınav. Çünkü Tarlakoz bu alemdekileri gerçek ölüme sürükleyebilmek için sürekli taaruzda. Tarlakoz kim diye sakın sorma! Zaten onu görmüş olsaydık sana bu gizemli öykünün kapısını aralayamazdık. Eğer kazara onunla karşılaşma gafletinde bulunsaydık, muhtemelen şu an sonsuz ve rüyasız bir uykunun içerisinde yitip gitmiş ve gerçek bir ölüye dönüşmüştük… İşte bu yüzden, Ara Alem'deki herkes iz bırakmadan varlıklarını sürdürmek zorunda. Aksi halde sonları karanlık. Ve belki de en kötüsü; ne arkadaşları, ne kuşları, ne de boş hayalleri onların savrulmasına engel olamayacak...
Her kitabında okurlarını şaşırtmayı başaran bol ödüllü yazar Miyase Sertbarut, geceleri saat üç buçukta uyanıp yazdığı ve üç kitaplık bir gerilim serisi olarak tasarladığı "Ara Alem" dizisinin ilk halkasında, okurlarını, farklı bir boyutta yeni bir deneyim kazanmanın tadına varacakları bir dünyaya, Ara Alem'e götürüyor…
“Üç buçuk harfli”lerin, Kaan Demirçelik'in özgün çizimleriyle adeta canlandığı Ara Alem 1 - Tarlakoz'un Tuzağı'nı okurken, ensenizde, hatta ayak bileklerinizde bir esinti hissedebilir; evcil hayvanlarınızı sizin göremediklerinize gözlerini sabitlemişken yakalayabilirsiniz.
Unutmayın, hayata tutunabilmek için bazen ruhların size yol göstermesi gerekebilir…