Soluk soluğa bir macera, gizemli bir öykü, İstanbul'un göbeğinde fantastik bir dünya.. "Hızla odalara uzanan koridora daldı Nil. Koşturdu. Ama kapana kısıldığını fark etmesi uzun sürmedi. Açtığı her kapı penceresiz mahzenler sunuyordu gözlerine. Ağlamaya başladığını fark etti. Önünü göremeden ve hangi odaya dalması gerektiğini bilmeden, duvarlara çarpa çarpa koşturdu. O anda bir el yakalayıp onu loş bir yere çekti. Haykırmaya çalıştı ağzını kapayan koca avucun arasından boğuk boğuk. ‘Korkma,' dedi bir ses kulağına. ‘Dostum ben.' "Kulakları uğuldarken bir kez daha bağırmaya çalıştı Nil ve o anda birden havaya bir torba gibi kaldırıldığını fark etti. Pencereyi gördü ileride. Omuzunda olmalıydı birisinin. Sarılmaya çalıştı yanındaki boyna ve o an her şey hızlandı. Camın kırılıp arkalarında kaldığını fark ettiğinde bayılacak gibi oldu ama dönen beyni çabuk geldi yerine. Tırmanıyorlardı şimdi. Okulun paslı demirleri, kurumuş sarmaşıkları altlarına doğru akıyordu. Çatıya fırladıklarında, başına çarpacakmış gibi hissettiği aya baktı Nil. Sonra çevirmeye çalıştı gözlerini. ‘Korkma,' dedi ses bir kez daha. Yatışmadı Nil, tınısı her ne kadar tatlı ve yumuşak olsa da. Delice bir korku çöreklenmişti içine. O da insan değildi, biliyordu bunu."
Soluk soluğa bir macera, gizemli bir öykü, İstanbul'un göbeğinde fantastik bir dünya.. "Hızla odalara uzanan koridora daldı Nil. Koşturdu. Ama kapana kısıldığını fark etmesi uzun sürmedi. Açtığı her kapı penceresiz mahzenler sunuyordu gözlerine. Ağlamaya başladığını fark etti. Önünü göremeden ve hangi odaya dalması gerektiğini bilmeden, duvarlara çarpa çarpa koşturdu. O anda bir el yakalayıp onu loş bir yere çekti. Haykırmaya çalıştı ağzını kapayan koca avucun arasından boğuk boğuk. ‘Korkma,' dedi bir ses kulağına. ‘Dostum ben.' "Kulakları uğuldarken bir kez daha bağırmaya çalıştı Nil ve o anda birden havaya bir torba gibi kaldırıldığını fark etti. Pencereyi gördü ileride. Omuzunda olmalıydı birisinin. Sarılmaya çalıştı yanındaki boyna ve o an her şey hızlandı. Camın kırılıp arkalarında kaldığını fark ettiğinde bayılacak gibi oldu ama dönen beyni çabuk geldi yerine. Tırmanıyorlardı şimdi. Okulun paslı demirleri, kurumuş sarmaşıkları altlarına doğru akıyordu. Çatıya fırladıklarında, başına çarpacakmış gibi hissettiği aya baktı Nil. Sonra çevirmeye çalıştı gözlerini. ‘Korkma,' dedi ses bir kez daha. Yatışmadı Nil, tınısı her ne kadar tatlı ve yumuşak olsa da. Delice bir korku çöreklenmişti içine. O da insan değildi, biliyordu bunu."