Sevdiğini beklemek yormaz.
Bir sevdiğini kaybetmenin acısını iliklerinde yaşıyordu Hatice. Bir anda hayatının bütün alanlarını ve vücudunun her zerresini kaplayan insan yok olunca dünya boşalmış gibiydi. Eşyalar ve insanlar aynı anda anlamlarını yitirmiş, hayat, neden yaşandığı bilinmeyen bir bulmacaya dönüşmüştü. Ayrılmayı hayallerine bile getirmediği kişi, bir kuş gibi uçup gidivermişti elinden. Yapayalnız kalmıştı kalabalıklar arasında. Onu anlayacak, dinleyecek, değer verecek, sevildiğini hissettirecek, hayatına anlam katacak bir insan yoktu artık. Olması da imkansızdı bu olaylardan sonra. Umut denen şey, uzaklarda bir yere, belki de dipsiz karanlık bir kuyuya gömülmüş, üzerine kalın duvarlar örülmüştü. Dünyayla birlikte hayatı da kararmıştı...
Sevdiğini beklemek yormaz.
Bir sevdiğini kaybetmenin acısını iliklerinde yaşıyordu Hatice. Bir anda hayatının bütün alanlarını ve vücudunun her zerresini kaplayan insan yok olunca dünya boşalmış gibiydi. Eşyalar ve insanlar aynı anda anlamlarını yitirmiş, hayat, neden yaşandığı bilinmeyen bir bulmacaya dönüşmüştü. Ayrılmayı hayallerine bile getirmediği kişi, bir kuş gibi uçup gidivermişti elinden. Yapayalnız kalmıştı kalabalıklar arasında. Onu anlayacak, dinleyecek, değer verecek, sevildiğini hissettirecek, hayatına anlam katacak bir insan yoktu artık. Olması da imkansızdı bu olaylardan sonra. Umut denen şey, uzaklarda bir yere, belki de dipsiz karanlık bir kuyuya gömülmüş, üzerine kalın duvarlar örülmüştü. Dünyayla birlikte hayatı da kararmıştı...