"İlahî sevgi"yle sevmeye başladığımızda hayat başka türlü olacaktır.
Dişilik, aşk, ayrılık acısı, flört ve kundalini üzerine koçluk yapan Seda Diker, bu kez "ilahî sevgi" yolunu izleyerek yepyeni bir hayatın kapılarını açmanın yöntemini anlatıyor okura.
Gerçek bir yaşamöyküsünün izini sürerek dişiliğini keşfeden Hande'nin korkularını, ilişkilerinde yaptığı hataları görmesini sağlayan yazar, bu deneyimlerden çıkardığı sonuçları evrensel bir boyuta taşıyarak benzer korkuları, kaygıları taşıyan tüm kadınlar için bir rehbere dönüştürüyor.
Ayrılık acısı, korkusu yaşayan bütün kadınlar Aslında Ayrılık Yoktur'da kendilerinden çok şey bulacak. Kendilerini tekrar tekrar içine soktukları sarmalların farkına varıp çıkış yolunu keşfedecekler.
Gerçek anlamda sevdiğimiz kişiyle bağ kurmayı, güvenmeyi, onu özgür bırakmayı, kabul vermeyi takdir görüp takdir etmeyi, saygı görüp saygı vermeyi, boşluk duygusu olmaksızın "an"da kalabilmeyi başaracağız. İşte o zaman, ayrılık diye bir şeyin aslında hiç var olmadığını, egomuzun yanıltıcı dünyasında yaşamanın bizi ayrılığa götürdüğünü, aynalarla dolu bu dünyanın gerçek değil sadece bir yanılsama olduğunu hissedip öğreneceğiz.
Sizce, modern hayatın içerisinde EGO'nun şaşırtıcı oyunlarına düşmeden AŞK'a ilerlemek nasıl olacak?
"İlahî sevgi"yle sevmeye başladığımızda hayat başka türlü olacaktır.
Dişilik, aşk, ayrılık acısı, flört ve kundalini üzerine koçluk yapan Seda Diker, bu kez "ilahî sevgi" yolunu izleyerek yepyeni bir hayatın kapılarını açmanın yöntemini anlatıyor okura.
Gerçek bir yaşamöyküsünün izini sürerek dişiliğini keşfeden Hande'nin korkularını, ilişkilerinde yaptığı hataları görmesini sağlayan yazar, bu deneyimlerden çıkardığı sonuçları evrensel bir boyuta taşıyarak benzer korkuları, kaygıları taşıyan tüm kadınlar için bir rehbere dönüştürüyor.
Ayrılık acısı, korkusu yaşayan bütün kadınlar Aslında Ayrılık Yoktur'da kendilerinden çok şey bulacak. Kendilerini tekrar tekrar içine soktukları sarmalların farkına varıp çıkış yolunu keşfedecekler.
Gerçek anlamda sevdiğimiz kişiyle bağ kurmayı, güvenmeyi, onu özgür bırakmayı, kabul vermeyi takdir görüp takdir etmeyi, saygı görüp saygı vermeyi, boşluk duygusu olmaksızın "an"da kalabilmeyi başaracağız. İşte o zaman, ayrılık diye bir şeyin aslında hiç var olmadığını, egomuzun yanıltıcı dünyasında yaşamanın bizi ayrılığa götürdüğünü, aynalarla dolu bu dünyanın gerçek değil sadece bir yanılsama olduğunu hissedip öğreneceğiz.
Sizce, modern hayatın içerisinde EGO'nun şaşırtıcı oyunlarına düşmeden AŞK'a ilerlemek nasıl olacak?