Osmanlı'nın son döneminde bir şairimiz, insanlarımızın durumunu bir dörtlükle şöyle anlatmaktadır.
“Ey Türk oğlu!
Senin üç düşmanın var.
Ne İngiliz, ne Rus, ne Bulgar.
Bana ne, neme lazım, ne çıkar.”
Atatürk aynı dönem için; “Milletimizin her ferdi mütefekkir (düşünür) ve mütehassis (duyarlı, tepkili) bir tarzda yetiştirilmiş olsaydı, muhakkak bu hale gelmeyecektik” der.
Atatürk bu sözünde ülkenin ve ulusun 1919'daki duruma düşüşünün, vatanının elinden alınışının, tüm ulusun hayatına kastedilişinin ve İstiklal Savaşı yapmak zorunda kalışının nedenini açıklıyor. Ayrıca benzer duruma düşmemenin yolunu gösteriyor.
Bugün Türkiye üzerine gizli veya açık hedefleri olanların karşılarına Atatürk gibi çıkabilmek için, sevmenin ötesinde Atatürk'ü anlamamız, Türk için anlamını ve Türkiye'deki yerini içselleştirmemiz, O'nun gibi yol tutmamız, yol için ise Atatürkçülüğü bilmemiz, anlamamız gerekmektedir. Varlığımız, geleceğimiz buna bağlıdır.
Osmanlı'nın son döneminde bir şairimiz, insanlarımızın durumunu bir dörtlükle şöyle anlatmaktadır.
“Ey Türk oğlu!
Senin üç düşmanın var.
Ne İngiliz, ne Rus, ne Bulgar.
Bana ne, neme lazım, ne çıkar.”
Atatürk aynı dönem için; “Milletimizin her ferdi mütefekkir (düşünür) ve mütehassis (duyarlı, tepkili) bir tarzda yetiştirilmiş olsaydı, muhakkak bu hale gelmeyecektik” der.
Atatürk bu sözünde ülkenin ve ulusun 1919'daki duruma düşüşünün, vatanının elinden alınışının, tüm ulusun hayatına kastedilişinin ve İstiklal Savaşı yapmak zorunda kalışının nedenini açıklıyor. Ayrıca benzer duruma düşmemenin yolunu gösteriyor.
Bugün Türkiye üzerine gizli veya açık hedefleri olanların karşılarına Atatürk gibi çıkabilmek için, sevmenin ötesinde Atatürk'ü anlamamız, Türk için anlamını ve Türkiye'deki yerini içselleştirmemiz, O'nun gibi yol tutmamız, yol için ise Atatürkçülüğü bilmemiz, anlamamız gerekmektedir. Varlığımız, geleceğimiz buna bağlıdır.