1922'den 1932'ye kadar geçen dokuz yıl içinde Türkiye'nin bütün aydınları gözlerini Darülfünun'a diktiler. Her alanda devrimler geçiren yeni Türkiye'de Darülfünun'un, memleket hayatının genel gidişine uygun bir gelişme göstermesini beklediler... Lakin bütün bu ilgilere, bütün bu eleştirilere rağmen İstanbul Darülfünunu, Türk aydınlarının kendisinden iştirak ve ihtirasla beklediği iyiliğe, gelişme ve ilerlemeye eremedi. Memlekette, sosyal, siyasi büyük devrimler oldu. Darülfünun bunlara karşı tarafsız bir gözlemci kaldı. Ekonomik alanda esaslı hareketler oldu. Darülfünun bunlardan habersiz göründü. Hukukta radikal değişiklikler oldu. Darülfünun yalnız yeni kanunları öğretim programlarına almakla yetindi. Harf devrimi oldu. Öz dil hareketi başladı. Darülfünun hiç tınmadı. Yeni bir tarih anlayışı, milli bir hareket halinde bütün ülkeyi sardı. Darülfünun'da buna bir ilgi uyandırabilmek için üç yıla kadar uğraşmak ve beklemek gerekti. İstanbul Darülfünunu artık durmuştu, kendisine kapanmıştı. Vustai bir tecerrüt içinde dış âlemden elini ayağını çekmişti... Bu hal karşısında İstanbul Darülfünunu ıslah etmek için yapılacak teşebbüslerin, önceleri yapılmış olanlar gibi semeresiz kalacağına kanaat getiren hükümet, bu müessesenin ilgasını teklif etmeği memleketin ilim ve irfanı için en kestirme hayırlı hareket saymıştır... Mustafa Kemal Türkiyesi, bugün Gazi Şefi'nin elinden değerli bir armağan daha alıyor. İstanbul Darülfünunu kapanmış, İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Yaşasın Üniversite!.. Dr.Reşit Galip Milli Eğitim Bakanı
1922'den 1932'ye kadar geçen dokuz yıl içinde Türkiye'nin bütün aydınları gözlerini Darülfünun'a diktiler. Her alanda devrimler geçiren yeni Türkiye'de Darülfünun'un, memleket hayatının genel gidişine uygun bir gelişme göstermesini beklediler... Lakin bütün bu ilgilere, bütün bu eleştirilere rağmen İstanbul Darülfünunu, Türk aydınlarının kendisinden iştirak ve ihtirasla beklediği iyiliğe, gelişme ve ilerlemeye eremedi. Memlekette, sosyal, siyasi büyük devrimler oldu. Darülfünun bunlara karşı tarafsız bir gözlemci kaldı. Ekonomik alanda esaslı hareketler oldu. Darülfünun bunlardan habersiz göründü. Hukukta radikal değişiklikler oldu. Darülfünun yalnız yeni kanunları öğretim programlarına almakla yetindi. Harf devrimi oldu. Öz dil hareketi başladı. Darülfünun hiç tınmadı. Yeni bir tarih anlayışı, milli bir hareket halinde bütün ülkeyi sardı. Darülfünun'da buna bir ilgi uyandırabilmek için üç yıla kadar uğraşmak ve beklemek gerekti. İstanbul Darülfünunu artık durmuştu, kendisine kapanmıştı. Vustai bir tecerrüt içinde dış âlemden elini ayağını çekmişti... Bu hal karşısında İstanbul Darülfünunu ıslah etmek için yapılacak teşebbüslerin, önceleri yapılmış olanlar gibi semeresiz kalacağına kanaat getiren hükümet, bu müessesenin ilgasını teklif etmeği memleketin ilim ve irfanı için en kestirme hayırlı hareket saymıştır... Mustafa Kemal Türkiyesi, bugün Gazi Şefi'nin elinden değerli bir armağan daha alıyor. İstanbul Darülfünunu kapanmış, İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Yaşasın Üniversite!.. Dr.Reşit Galip Milli Eğitim Bakanı