Devletimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk, orta halli bir Türk ailesinin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiş, ilk çocukluk ve gençlik yıllarını Selanik gibi kozmopolit bir şehirde geçirmiştir. Dönemin en iyi eğitim kurumları sayılan askeri okullarda eğitimini tamamlamış ve genç bir kurmay subay olarak, dağılmakta olan bir imparatorluğun bütün yükünü omuzlayıp mesleki deneyimlerini çoğu zaman acı olaylarla kazanmıştır.
Tarih o'na Türklüğün kaderinde adeta bir dönüm noktası olan 20. yüzyılın ilk çeyreğinde büyük bir sorumluluk yüklemiş ve o, bu tarihî sorumluluğu bütün olumsuzluklara rağmen cesurca üstlenip başarıya ulaşmıştır. Günümüzdeki gelişmeler, Atatürk'ün büyüklüğünü ve vizyonunu her geçen gün bir kere daha ortaya çıkarmakta ve adeta onu ölümsüzleştirmektedir. Bugünkü ve yarınki nesillere düşen görev, Atatürk'ü doğru anlayarak doğru anlatmak ve onun, “En büyük eserim,” dediği Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmaktır.
Devletimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk, orta halli bir Türk ailesinin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiş, ilk çocukluk ve gençlik yıllarını Selanik gibi kozmopolit bir şehirde geçirmiştir. Dönemin en iyi eğitim kurumları sayılan askeri okullarda eğitimini tamamlamış ve genç bir kurmay subay olarak, dağılmakta olan bir imparatorluğun bütün yükünü omuzlayıp mesleki deneyimlerini çoğu zaman acı olaylarla kazanmıştır.
Tarih o'na Türklüğün kaderinde adeta bir dönüm noktası olan 20. yüzyılın ilk çeyreğinde büyük bir sorumluluk yüklemiş ve o, bu tarihî sorumluluğu bütün olumsuzluklara rağmen cesurca üstlenip başarıya ulaşmıştır. Günümüzdeki gelişmeler, Atatürk'ün büyüklüğünü ve vizyonunu her geçen gün bir kere daha ortaya çıkarmakta ve adeta onu ölümsüzleştirmektedir. Bugünkü ve yarınki nesillere düşen görev, Atatürk'ü doğru anlayarak doğru anlatmak ve onun, “En büyük eserim,” dediği Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmaktır.