Atatürk, güçlü bir kişiliğine sahip olduğunu biliyordu. Genellikle insanların, hatta yakın arkadaşlarının, karşısında rahat konuşamadıklarını, fikirlerini açıklamaktan çekindiklerini görüyordu.
Her şeyi bilmek, her bildiğini değerlendirmek amacında olan Atatürk, konuştuğu insanları rahatlatabilmek için, sofrasına çağırırdı. İçki ve dostlukla rahatlamış insanlar, bir süre sonra fikirlerini cesaretle ortaya dökerler, bildiklerini, işittiklerini kendi görüşlerine göre değerlendirirlerdi.
Bu yüzden birçok devlet, memleket, dünya meseleleri zaman zaman sofraya gelmiş, orada konuşulmuş, hatta kararlara bağlanmıştır. Bu açıdan "Atatürk'ün Sofrası" bir çağın portresidir.
Devlet, memleket ve dünya olayları, Atatürk sofrasının aynasına yansır, ulusal görüşe orada dönüşürdü. Bu nedenle, okuyacağınız bu araştırma, yakın tarihimizin gerçekleri açısından önemli bir yer kapsar...
Atatürk, güçlü bir kişiliğine sahip olduğunu biliyordu. Genellikle insanların, hatta yakın arkadaşlarının, karşısında rahat konuşamadıklarını, fikirlerini açıklamaktan çekindiklerini görüyordu.
Her şeyi bilmek, her bildiğini değerlendirmek amacında olan Atatürk, konuştuğu insanları rahatlatabilmek için, sofrasına çağırırdı. İçki ve dostlukla rahatlamış insanlar, bir süre sonra fikirlerini cesaretle ortaya dökerler, bildiklerini, işittiklerini kendi görüşlerine göre değerlendirirlerdi.
Bu yüzden birçok devlet, memleket, dünya meseleleri zaman zaman sofraya gelmiş, orada konuşulmuş, hatta kararlara bağlanmıştır. Bu açıdan "Atatürk'ün Sofrası" bir çağın portresidir.
Devlet, memleket ve dünya olayları, Atatürk sofrasının aynasına yansır, ulusal görüşe orada dönüşürdü. Bu nedenle, okuyacağınız bu araştırma, yakın tarihimizin gerçekleri açısından önemli bir yer kapsar...