Suzy Liberman, aslında Ortadoğu coğrafyasının Türk milleti elinden çıkmasına sebep olan derin casusluk mesleğinin kitabını yazmış, Polonya doğumlu Yahudi kadın casus. Osmanlı'nın Filistin'i kaybetmesinde başrol oynamış isimlerden ve bu esnada yaptıklarının askeri strateji ve istihbari güvenlik açısından, Atatürk tarafından Türk milleti adına tekerrür etmesin diye 1935 yılında tüm subay ve astsubaylara kitap olarak dağıtılmıştır.
Bu olaylar yaşanırken Mustafa Kemal Atatürk, Süveyş Kanal Muharebe'sinde Osmanlı ordusunu komuta ediyordu. İşte mağlubiyeti getiren sonuç belliydi. Nili Yahudi yerel istihbarat örgütü, İngiliz ordusuna Osmanlı ordusunun geri planı hakkında bilgi aktarıyordu. Kudüs bu yüzden kaybedilmişti.
Bu tarihsel arka planın tanığı Mustafa Kemal Atatürk, bu kitabı tüm subaylara dağıtılmasıyla kalmamış, Siyonist İsrail devletinin kuruluş sürecinde, 1937 yılında şunları söylemek durumunda kalmıştı:
“Şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için, İslamiyetin mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyete lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.”
Atatürk tarafından basılma emri verilen bu kitap, hikaye tadında bir istihbarat kitabı olmasına rağmen, içerisinde stratejik ve saklanan bilgiler içermektedir. Bu kitap Atatürk tarafından kurulan devletin kurumları tarafından 1936 yılında talimatla toplatılarak yasaklanmıştır.
“Atatürk'ün Yasaklanan Kitabı” Siyonizmin gelişim sürecine ve devletleşmesine farklı bir bakış getiren, günümüz olaylarıyla bağlantısını kuran, Mescid-i Aksa tartışmalarının güncel olduğu bir dönemde her bakımdan tartışma yaratacak bir kitap.
Suzy Liberman, aslında Ortadoğu coğrafyasının Türk milleti elinden çıkmasına sebep olan derin casusluk mesleğinin kitabını yazmış, Polonya doğumlu Yahudi kadın casus. Osmanlı'nın Filistin'i kaybetmesinde başrol oynamış isimlerden ve bu esnada yaptıklarının askeri strateji ve istihbari güvenlik açısından, Atatürk tarafından Türk milleti adına tekerrür etmesin diye 1935 yılında tüm subay ve astsubaylara kitap olarak dağıtılmıştır.
Bu olaylar yaşanırken Mustafa Kemal Atatürk, Süveyş Kanal Muharebe'sinde Osmanlı ordusunu komuta ediyordu. İşte mağlubiyeti getiren sonuç belliydi. Nili Yahudi yerel istihbarat örgütü, İngiliz ordusuna Osmanlı ordusunun geri planı hakkında bilgi aktarıyordu. Kudüs bu yüzden kaybedilmişti.
Bu tarihsel arka planın tanığı Mustafa Kemal Atatürk, bu kitabı tüm subaylara dağıtılmasıyla kalmamış, Siyonist İsrail devletinin kuruluş sürecinde, 1937 yılında şunları söylemek durumunda kalmıştı:
“Şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için, İslamiyetin mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyete lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.”
Atatürk tarafından basılma emri verilen bu kitap, hikaye tadında bir istihbarat kitabı olmasına rağmen, içerisinde stratejik ve saklanan bilgiler içermektedir. Bu kitap Atatürk tarafından kurulan devletin kurumları tarafından 1936 yılında talimatla toplatılarak yasaklanmıştır.
“Atatürk'ün Yasaklanan Kitabı” Siyonizmin gelişim sürecine ve devletleşmesine farklı bir bakış getiren, günümüz olaylarıyla bağlantısını kuran, Mescid-i Aksa tartışmalarının güncel olduğu bir dönemde her bakımdan tartışma yaratacak bir kitap.