Edib Ahmed Yükneki (yaklaşık 11. yy sonu-12. yy ilk yarısı): Eserinde adının Edib Ahmed, doğduğu yerin Yüknek, baba adının Mahmud-ı Yükneki olduğu belirtilen şair hakkında çok az bilgiye erişilebilmiştir. Arapça ve Farsça bildiği tahmin edilmekte, esere sonradan eklendiği düşünülen bölümde gözlerinin görmediği söylenmektedir. Doğum ve ölüm tarihi gibi Yüknek ilinin yeri de kesin olarak tespit edilebilmiş değildir. Yazılı Türk edebiyatının ilk döneminden günümüze ulaşabilmiş az sayıda eserden biri olan Atebetü'l-Hakayık, Hakaniye lehçesi de denilen Karahanlı dönemi Türkçesinin nadir örneklerindendir ve Türk edebiyatı tarihinde ayrı bir öneme sahiptir. Uygur Türkçesi ve aruz ölçüsüyle yazılmış olan Atebetü'l-Hakayık, kolayca anlaşılacak ve akılda tutulabilecek şekilde düzenlenmiş, yazarı tarafından Büyük Emir Dad Sipehsalar Bey'e armağan edilmiştir.
Edib Ahmed Yükneki (yaklaşık 11. yy sonu-12. yy ilk yarısı): Eserinde adının Edib Ahmed, doğduğu yerin Yüknek, baba adının Mahmud-ı Yükneki olduğu belirtilen şair hakkında çok az bilgiye erişilebilmiştir. Arapça ve Farsça bildiği tahmin edilmekte, esere sonradan eklendiği düşünülen bölümde gözlerinin görmediği söylenmektedir. Doğum ve ölüm tarihi gibi Yüknek ilinin yeri de kesin olarak tespit edilebilmiş değildir. Yazılı Türk edebiyatının ilk döneminden günümüze ulaşabilmiş az sayıda eserden biri olan Atebetü'l-Hakayık, Hakaniye lehçesi de denilen Karahanlı dönemi Türkçesinin nadir örneklerindendir ve Türk edebiyatı tarihinde ayrı bir öneme sahiptir. Uygur Türkçesi ve aruz ölçüsüyle yazılmış olan Atebetü'l-Hakayık, kolayca anlaşılacak ve akılda tutulabilecek şekilde düzenlenmiş, yazarı tarafından Büyük Emir Dad Sipehsalar Bey'e armağan edilmiştir.