İnsanlığın ayakları üzerine dikilişinden bu yana direniş ve başkaldırı da varolmuştur. Bu durumun insanın temel yapısal özelliklerinden biri haline geldiği de söylenebilir. Aslında insanın ayakları üzerine dikilişi de bir bakıma başkaldırıdır. Doğaya, kendini çevreleyen koşullara ve kuşatılmışlığa başkaldırı... İnsanlığın "uzun yürüyüş tarihi"ndeki evrimi ve bu süreçteki başkaldırı geleneği içerisinde, insanın hak, adalet ve özgürlük arayışı, iyiden, doğrudan, güzelden yana olan özlemleri, beklenti ve istemleri başat bir yer tutar. Belki kimi zaman insan yaşamında temel bir gerçeklik olan bu olgunun şekli değişir. Koşullara göre kimi zaman düşük yoğunluklu, kimi zaman yüksek yoğunluklu olabilir. Fakat ortaya çıkaran koşullar değişmedikçe bu gerçekliğin ortadan kalkacağını söylemek pek olası değildir.
İnsanlığın ayakları üzerine dikilişinden bu yana direniş ve başkaldırı da varolmuştur. Bu durumun insanın temel yapısal özelliklerinden biri haline geldiği de söylenebilir. Aslında insanın ayakları üzerine dikilişi de bir bakıma başkaldırıdır. Doğaya, kendini çevreleyen koşullara ve kuşatılmışlığa başkaldırı... İnsanlığın "uzun yürüyüş tarihi"ndeki evrimi ve bu süreçteki başkaldırı geleneği içerisinde, insanın hak, adalet ve özgürlük arayışı, iyiden, doğrudan, güzelden yana olan özlemleri, beklenti ve istemleri başat bir yer tutar. Belki kimi zaman insan yaşamında temel bir gerçeklik olan bu olgunun şekli değişir. Koşullara göre kimi zaman düşük yoğunluklu, kimi zaman yüksek yoğunluklu olabilir. Fakat ortaya çıkaran koşullar değişmedikçe bu gerçekliğin ortadan kalkacağını söylemek pek olası değildir.