Charles Tilly, bu kitapta, Avrupa tarihinin savaş,ayaklanma ve bastırmalarla, devletlerin veimparatorlukların doğuşu ve aralarındakimücadeleleriyle, kentleşme, zenginleşme vesanayileşmeyle tanımlanabilecek son beş yüz yıllıkdönemini yeniden yorumluyor. Devrimlerin Avrupa, genelolarak da dünya tarihindeki yerini gösteriyor.
Büyük devrimler, devrimci olmayan koşullardaki siyasetindüzenli yapışma ne dereceye kadar ve ne yollarla uyumgösteriyor? özel olarak,devletlerin örgütlenmesindekihangi büyük değişiklikler devrim sayılır? İşteelinizdeki kitabın hareket noktası da, 1492-1992 yıllanarasında Avrupa için gündeme getirilen bu iki sorudur.Yazar bu sorulardan hareketle, devrim ve devrimci durumkavramlarını tanımlıyor ve 1492-1992 yıllan arasındagerçekleşen devrimleri kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Son olarak Charles Tilly Orta ve Doğu Avrupa'da yakınzamanda gerçekleşen ulusal devrimlerle Avrupa Birliğiİçindeki uluslarüstü hareketleri karşılaştırıyor veşöyle bir saptama yapıyor: Bireyci kültürlerin yenidendoğuşu, kendisi de başlı başına bir devrimci süreç olandevrimci milliyetçiliğin gerilemesiyle atbaşıilerleyecek ve bu da Avrupa'nın geleceğini derindenetkileyecektir.
Charles Tilly, bu kitapta, Avrupa tarihinin savaş,ayaklanma ve bastırmalarla, devletlerin veimparatorlukların doğuşu ve aralarındakimücadeleleriyle, kentleşme, zenginleşme vesanayileşmeyle tanımlanabilecek son beş yüz yıllıkdönemini yeniden yorumluyor. Devrimlerin Avrupa, genelolarak da dünya tarihindeki yerini gösteriyor.
Büyük devrimler, devrimci olmayan koşullardaki siyasetindüzenli yapışma ne dereceye kadar ve ne yollarla uyumgösteriyor? özel olarak,devletlerin örgütlenmesindekihangi büyük değişiklikler devrim sayılır? İşteelinizdeki kitabın hareket noktası da, 1492-1992 yıllanarasında Avrupa için gündeme getirilen bu iki sorudur.Yazar bu sorulardan hareketle, devrim ve devrimci durumkavramlarını tanımlıyor ve 1492-1992 yıllan arasındagerçekleşen devrimleri kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Son olarak Charles Tilly Orta ve Doğu Avrupa'da yakınzamanda gerçekleşen ulusal devrimlerle Avrupa Birliğiİçindeki uluslarüstü hareketleri karşılaştırıyor veşöyle bir saptama yapıyor: Bireyci kültürlerin yenidendoğuşu, kendisi de başlı başına bir devrimci süreç olandevrimci milliyetçiliğin gerilemesiyle atbaşıilerleyecek ve bu da Avrupa'nın geleceğini derindenetkileyecektir.