Ülkemizde iki dereceli yargı sistemi uygulanmakta iken, 2004 yılında kabul edilen 5235 sayılı Adli Yargı İlk derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi ve 6100 sayılı HMK'da istinaf ile hükümlerin düzenlenmesi, bu düzenlemeye uygun olarak nihayet HSYK tarafından bölge adliye mahkemelerinin 20. 07. 2016 tarihinde 7 bölgede faaliyete başlayacağının açıklanması ve bu konuda gerekli atamaların yapılması ile üç dereceli yargı sistemine geçilmiş bulunmaktadır. Pek tabidir ki yıllarca iki dereceli sisteme alışmış uygulayıcıların üç dereceli sisteme uyum göstermesi, alışkanlıklarını değiştirmesi ve bu sistemi benimseyip uygulamaya geçirmesi zorunluluğu doğunca bu konuda, kaynak ihtiyacı baş göstermiştir. Daha önceden kaleme alınmış, doktora tezleri, makaleler ve eserler mevcut olsa da bu eserlerin birçoğunun mülga 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde yazılmış olması ve halen yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'ya uyumlu olmaması ciddi bir kaynak sorunu olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Bu kaynak sorununun gözlemlenmesi üzerine, 2005 yıllarında istinaf mahkemesi ile ilgili yapılan ilk eğitimlerde çok seçkin akademisyenlerle ve meslektaşlarımla birlikte eğitici olarak görev yapmış ve bu konuda yayınlanmış tüm eserleri inceleme şansına sahip olmam nedeniyle, yeni bir sisteme ilişkin kitap yazmanın çok zor olduğunu bilmeme rağmen, buna cesaret göstermek suretiyle elinizdeki bu kitabın yazımına başlanılmıştır. Gerçekten bu işe kalkışmanın son derece zor ve cesaret isteyen bir iş olduğunu bilmeme rağmen kaynak sorununun çözülmesine küçük bir katkı olabileceğini düşününce bu cesareti kendimde buldum. Kitabın yazılmasında ki çıkış noktası; yeni olan istinaf sisteminin, yargının önemli bir süjesi olan avukatlara tanıtılmasına yarayacak, özellikle uygulayıcıya yol gösterecek yeterince eserin olmamasıdır. Bu kitap yazılırken kanun hükümleri yorumlanmaya ve 30 yıla yakın tecrübenin aktarılması suretiyle yol gösterici olmaya çalışılmıştır.
Konu sorulara cevap vermek suretiyle işlenmeye çalışılmış, istinaf mahkemelerinde yargılamayı takip eden avukatların ne tür kararlarla ve yargılama usulü ile karşılaşacağı konusunda ipuçları verilmeye çalışılmıştır.
Konunun iyi anlaşılabilmesi ve yazılacak dilekçelerde yardımcı olması amacıyla örnek dilekçelere yer verilmiş, özellikle istinaf sisteminde dilekçede farklı olabilecek hususlara dikkat çekilmek istenmiştir. Başlangıçta ilk istinaf başvuru, istinaf başvurusuna cevap, katılma yolu ile istinaf dilekçesi, temyiz ve temyize cevap dilekçeleri yazarken avukat meslektaşlarımıza rehber olacak şekilde hayali olaylardan oluşan örnekler verilmiştir. Pek tabidir ki bu örnekler verilirken herhangi bir kaynaktan yararlanılmamış, 10 yıl önce yapılan eğitim çalışmalarında tarafımdan hazırlanan örneklerden yararlanılmıştır. Bu örnekler sadece yol göstermek amacıyla hazırlanılmış olup, uygulayıcıların daha iyi örnekler oluşturacağı bilinci ile hareket edilmiş, başlangıçta bir çıkış yolu gösterme amacı güdülmüştür. Ayrıca istinaf sistemi şemalarla gösterilmiş, ilgili mevzuat kanun gerekçeleri ile birlikte kitabın sonuna eklenmek suretiyle derli toplu kaynak ihtiyacı giderilmeye çalışılmış, yeni olan sisteme başvuracak uygulayıcıların işleri kolaylaştırmak istenmiştir.
Bu kitap yazılırken 10 yıl öncesi yaptığım istinaf eğiticilik görevi ile uzunca süre yürüttüğüm HMK Pilot İller İzleme Kurulu Üyeliği görevi ve 30. 03. 2015 tarihli Bakan Olur'uyla 2992 sayılı Kanunun 34. maddesi hükmü gereğince oluşturulan ve halen yürüttüğüm HMK Değişiklik Komisyonu üyeliğimde elde ettiğim bilgi ve tecrübeleri ve nihayet 23. 05. 2016-06. 06. 2016 tarihleri arasında Adalet Akademisi tarafından İstinaf Mahkemesine yeni atanan başkan ve üyelere verilen eğitimde eğitici olarak görev almam nedeniyle oluşan birikimimi de bu kitaba yansıtmaya çalıştığımı özellikle vurgulamak isterim. Tüm bu çaba ve birikimlere rağmen bu eserin iddialı olmadığını ve tüm çabalarıma rağmen bazı hatalar içerebileceğini peşinen kabul etmem gerektiğinin farkındayım. Bu hatalar özellikle okuyucudan gelecek görüş ve önerilerle düzeltilecek ve bir sonra ki baskı da daha faydalı bir eser haline gelebilecektir. Bu noktada özellikle avukat meslektaşlarımın her tür görüş, öneri, eleştiri, düşünce ve katkılarını iletmesi benim açımdan son derece faydalı olacaktır.
Sistemin yeni olması zorlukları beraberinde getirecek olsa da kanaatimce Türk Yargısı açısından reform denilecek öneme sahip istinaf mahkemelerinin iyi uygulanması halinde yargının birçok kemikleşmiş sorununa çözüm getireceğine inanmaktayım. Zira, denetim mahkemesi niteliği yanında maddi vakıa incelemesi de yapacak olan istinaf mahkemeleri halkımızın adalete erişmesinde son derece faydalı olacaktır. Bu faydanın maksimum sağlanabilmesi için sistemin tüm unsurlarının görev bilinci ve yeni sisteme adapte olmuş şekilde görevlerini ifa etmesi önemlidir. Bu sebeple; ilk derece mahkemelerinin istinaf uygulamasını iyi anlamış şekilde olabildiğince titiz bir uygulama yapması, ilk derecenin hatalı olabilecek ve taraflarca ileri sürülecek konuların istinaf mahkemesince giderilmesi ve belki de en önemlisi Yargıtay'ın önceki alışkanlıklarından sıyrılarak, maddi vakıa denetimi yapmaksızın sadece hukukilik denetimi yapması ve asıl fonksiyonu olan içtihat mahkemesi olma özelliğini öne çıkarması halinde yargının birçok sorununun giderildiği kısa süre içerisinde görülecektir. Burada istinaf başvurusunda bulunacak avukat ve taraflarında istinaf sistemini iyi bilmesinin önemli olduğunu belirtmek isterim. Zira, istinaf yoluna başvuran avukatlarında sistemi iyi tanıması ve temyiz yolu ile bire bir aynı olmayan istinaf yolunun farklı yönlerini iyi bilerek buna göre talepte bulunması sistemin iyi işlemesi açısında zorunlu gözükmektedir. Aslında kitabın hazırlanmasında ki en önemli amaçta budur. İşte bu amaçla istinaf başvurusunda bulunacak taraflara ve avukat meslektaşlara da yardımcı olması maksadıyla örnek dilekçelere de yer verilmiş, istinaf sisteminin iyi işlemesinin başlangıçta iyi bir istinaf dilekçesine bağlı olduğu özellikle vurgulanmıştır.
Ülkemizde iki dereceli yargı sistemi uygulanmakta iken, 2004 yılında kabul edilen 5235 sayılı Adli Yargı İlk derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi ve 6100 sayılı HMK'da istinaf ile hükümlerin düzenlenmesi, bu düzenlemeye uygun olarak nihayet HSYK tarafından bölge adliye mahkemelerinin 20. 07. 2016 tarihinde 7 bölgede faaliyete başlayacağının açıklanması ve bu konuda gerekli atamaların yapılması ile üç dereceli yargı sistemine geçilmiş bulunmaktadır. Pek tabidir ki yıllarca iki dereceli sisteme alışmış uygulayıcıların üç dereceli sisteme uyum göstermesi, alışkanlıklarını değiştirmesi ve bu sistemi benimseyip uygulamaya geçirmesi zorunluluğu doğunca bu konuda, kaynak ihtiyacı baş göstermiştir. Daha önceden kaleme alınmış, doktora tezleri, makaleler ve eserler mevcut olsa da bu eserlerin birçoğunun mülga 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde yazılmış olması ve halen yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'ya uyumlu olmaması ciddi bir kaynak sorunu olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Bu kaynak sorununun gözlemlenmesi üzerine, 2005 yıllarında istinaf mahkemesi ile ilgili yapılan ilk eğitimlerde çok seçkin akademisyenlerle ve meslektaşlarımla birlikte eğitici olarak görev yapmış ve bu konuda yayınlanmış tüm eserleri inceleme şansına sahip olmam nedeniyle, yeni bir sisteme ilişkin kitap yazmanın çok zor olduğunu bilmeme rağmen, buna cesaret göstermek suretiyle elinizdeki bu kitabın yazımına başlanılmıştır. Gerçekten bu işe kalkışmanın son derece zor ve cesaret isteyen bir iş olduğunu bilmeme rağmen kaynak sorununun çözülmesine küçük bir katkı olabileceğini düşününce bu cesareti kendimde buldum. Kitabın yazılmasında ki çıkış noktası; yeni olan istinaf sisteminin, yargının önemli bir süjesi olan avukatlara tanıtılmasına yarayacak, özellikle uygulayıcıya yol gösterecek yeterince eserin olmamasıdır. Bu kitap yazılırken kanun hükümleri yorumlanmaya ve 30 yıla yakın tecrübenin aktarılması suretiyle yol gösterici olmaya çalışılmıştır.
Konu sorulara cevap vermek suretiyle işlenmeye çalışılmış, istinaf mahkemelerinde yargılamayı takip eden avukatların ne tür kararlarla ve yargılama usulü ile karşılaşacağı konusunda ipuçları verilmeye çalışılmıştır.
Konunun iyi anlaşılabilmesi ve yazılacak dilekçelerde yardımcı olması amacıyla örnek dilekçelere yer verilmiş, özellikle istinaf sisteminde dilekçede farklı olabilecek hususlara dikkat çekilmek istenmiştir. Başlangıçta ilk istinaf başvuru, istinaf başvurusuna cevap, katılma yolu ile istinaf dilekçesi, temyiz ve temyize cevap dilekçeleri yazarken avukat meslektaşlarımıza rehber olacak şekilde hayali olaylardan oluşan örnekler verilmiştir. Pek tabidir ki bu örnekler verilirken herhangi bir kaynaktan yararlanılmamış, 10 yıl önce yapılan eğitim çalışmalarında tarafımdan hazırlanan örneklerden yararlanılmıştır. Bu örnekler sadece yol göstermek amacıyla hazırlanılmış olup, uygulayıcıların daha iyi örnekler oluşturacağı bilinci ile hareket edilmiş, başlangıçta bir çıkış yolu gösterme amacı güdülmüştür. Ayrıca istinaf sistemi şemalarla gösterilmiş, ilgili mevzuat kanun gerekçeleri ile birlikte kitabın sonuna eklenmek suretiyle derli toplu kaynak ihtiyacı giderilmeye çalışılmış, yeni olan sisteme başvuracak uygulayıcıların işleri kolaylaştırmak istenmiştir.
Bu kitap yazılırken 10 yıl öncesi yaptığım istinaf eğiticilik görevi ile uzunca süre yürüttüğüm HMK Pilot İller İzleme Kurulu Üyeliği görevi ve 30. 03. 2015 tarihli Bakan Olur'uyla 2992 sayılı Kanunun 34. maddesi hükmü gereğince oluşturulan ve halen yürüttüğüm HMK Değişiklik Komisyonu üyeliğimde elde ettiğim bilgi ve tecrübeleri ve nihayet 23. 05. 2016-06. 06. 2016 tarihleri arasında Adalet Akademisi tarafından İstinaf Mahkemesine yeni atanan başkan ve üyelere verilen eğitimde eğitici olarak görev almam nedeniyle oluşan birikimimi de bu kitaba yansıtmaya çalıştığımı özellikle vurgulamak isterim. Tüm bu çaba ve birikimlere rağmen bu eserin iddialı olmadığını ve tüm çabalarıma rağmen bazı hatalar içerebileceğini peşinen kabul etmem gerektiğinin farkındayım. Bu hatalar özellikle okuyucudan gelecek görüş ve önerilerle düzeltilecek ve bir sonra ki baskı da daha faydalı bir eser haline gelebilecektir. Bu noktada özellikle avukat meslektaşlarımın her tür görüş, öneri, eleştiri, düşünce ve katkılarını iletmesi benim açımdan son derece faydalı olacaktır.
Sistemin yeni olması zorlukları beraberinde getirecek olsa da kanaatimce Türk Yargısı açısından reform denilecek öneme sahip istinaf mahkemelerinin iyi uygulanması halinde yargının birçok kemikleşmiş sorununa çözüm getireceğine inanmaktayım. Zira, denetim mahkemesi niteliği yanında maddi vakıa incelemesi de yapacak olan istinaf mahkemeleri halkımızın adalete erişmesinde son derece faydalı olacaktır. Bu faydanın maksimum sağlanabilmesi için sistemin tüm unsurlarının görev bilinci ve yeni sisteme adapte olmuş şekilde görevlerini ifa etmesi önemlidir. Bu sebeple; ilk derece mahkemelerinin istinaf uygulamasını iyi anlamış şekilde olabildiğince titiz bir uygulama yapması, ilk derecenin hatalı olabilecek ve taraflarca ileri sürülecek konuların istinaf mahkemesince giderilmesi ve belki de en önemlisi Yargıtay'ın önceki alışkanlıklarından sıyrılarak, maddi vakıa denetimi yapmaksızın sadece hukukilik denetimi yapması ve asıl fonksiyonu olan içtihat mahkemesi olma özelliğini öne çıkarması halinde yargının birçok sorununun giderildiği kısa süre içerisinde görülecektir. Burada istinaf başvurusunda bulunacak avukat ve taraflarında istinaf sistemini iyi bilmesinin önemli olduğunu belirtmek isterim. Zira, istinaf yoluna başvuran avukatlarında sistemi iyi tanıması ve temyiz yolu ile bire bir aynı olmayan istinaf yolunun farklı yönlerini iyi bilerek buna göre talepte bulunması sistemin iyi işlemesi açısında zorunlu gözükmektedir. Aslında kitabın hazırlanmasında ki en önemli amaçta budur. İşte bu amaçla istinaf başvurusunda bulunacak taraflara ve avukat meslektaşlara da yardımcı olması maksadıyla örnek dilekçelere de yer verilmiş, istinaf sisteminin iyi işlemesinin başlangıçta iyi bir istinaf dilekçesine bağlı olduğu özellikle vurgulanmıştır.