Ayrıntı Dergi olarak bir yılımızı geride bıraktık. Uzun haziran olarak tanımlayabileceğimiz Gezi ayaklanmasının hemen sonrasında çıkardığımız ilk sayıdan bugüne memleketin ve dünyanın politik ikliminden, insanımızın duygu durumuna hiçbir şey bir dengede kalmadı. Denge ve süreklilik gösteren tek şey, devletin bütün kurumlarını parti organıyla bütünleştirmeye çalışan, kendine karşı gelişecek her muhalefeti kriminalize eden “Yeni Türkiye”nin inşası oldu. Muhafazakâr demokratlıktan, sünni otoriterliğe, oradan da tek adam ve tek parti rejimine doğru adım adım inşa edilen “Yeni Türkiye”nin fotoğrafı bir kara ütopya filminin afişi gibi: İşçileri yiyerek büyüyen bir kapitalizm –ya da inşaatçılık–, zorunlu matematik, fizik, kimya derslerinin tartışma konusu olduğu eğitim anlayışı, barış demeye dili varmayan, çözüm süreci derken de her kelimesinden kan damlayan bir savaş çığırtkanlığı... Ayrıntı Dergi'nin 7. Sayı'sı bu fotoğrafın en karardığı noktada taleplerini yükselten, sesi bu karabasanca boğulan Alevileri odağa alıyor. Hükümetin Alevilere karşı aldığı cepheyi anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.
Ayrıntı Dergi olarak bir yılımızı geride bıraktık. Uzun haziran olarak tanımlayabileceğimiz Gezi ayaklanmasının hemen sonrasında çıkardığımız ilk sayıdan bugüne memleketin ve dünyanın politik ikliminden, insanımızın duygu durumuna hiçbir şey bir dengede kalmadı. Denge ve süreklilik gösteren tek şey, devletin bütün kurumlarını parti organıyla bütünleştirmeye çalışan, kendine karşı gelişecek her muhalefeti kriminalize eden “Yeni Türkiye”nin inşası oldu. Muhafazakâr demokratlıktan, sünni otoriterliğe, oradan da tek adam ve tek parti rejimine doğru adım adım inşa edilen “Yeni Türkiye”nin fotoğrafı bir kara ütopya filminin afişi gibi: İşçileri yiyerek büyüyen bir kapitalizm –ya da inşaatçılık–, zorunlu matematik, fizik, kimya derslerinin tartışma konusu olduğu eğitim anlayışı, barış demeye dili varmayan, çözüm süreci derken de her kelimesinden kan damlayan bir savaş çığırtkanlığı... Ayrıntı Dergi'nin 7. Sayı'sı bu fotoğrafın en karardığı noktada taleplerini yükselten, sesi bu karabasanca boğulan Alevileri odağa alıyor. Hükümetin Alevilere karşı aldığı cepheyi anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.