Kadının artık bir adı var... Var ama... İçinde o'nu bulacağına dair bir umut yaşatan tüm yalnız kadınlara... Bakma Bana Öyle Seni Tanımıyorum bu zamanın, bu kalabalığın, bu şehrin içinde yaşanan aşk savaşını gerçekçi ve etkileyici şekilde anlatan bir roman. Leyla, kendisine mutluluktan çok zarar veren bir ilişkiden yeni çıkmış ve hâlâ kendine gelememiş genç bir kadındır. Bir gece, barda tek başına oturmuş arkadaşlarını beklerken "hayallerinin erkeği" sayılabilecek bir adam tarafından hayat kadını sanılır ve aralarında tehlikeli bir oyun başlar. Bu ilişki Leyla'nın, aşka, erkeklere ama en çok da kendisine bakış açısını değiştiren bir maceraya dönüşür. Leyla, bir kadının aşk uğruna nelere katlandığını, hayal kırıklıklarını ve kadınla erkeğin bir ilişki içerisinde ne denli eşit olabildiklerini sorgularken, diğer yandan gerçek aşk ve yanılsama arasında kalıyor. Kitabın yazarlarından Dilek Bora, aktif olarak çalışma hayatının içinde yer alan bir inşaat mühendisi. Leyla gibi o da doğup büyüdüğü Kalamış'ta yaşıyor, işe gitmek için her sabah Leyla'yla aynı duraktan taksiye biniyor. Ona bu şehirde ya iş çıkışı Nişantaşı'nda oturmuş Leyla'yla sohbet ederken ya da Eminönü'nde Leyla gibi aceleyle vapura yetişmeye çalışırken rastlayabilirsiniz. Kitabın diğer yazarı Sinem Erülgen, parlak kariyeri, iş yaşamındaki başarıları, sahip olduğu birçok hobide kazandığı başarılarıyla kendinden söz ettiren biri. Türkiye'de genç ve yalnız bir kadın olmanın ne demek olduğunu en az Leyla kadar iyi biliyor...
Kadının artık bir adı var... Var ama... İçinde o'nu bulacağına dair bir umut yaşatan tüm yalnız kadınlara... Bakma Bana Öyle Seni Tanımıyorum bu zamanın, bu kalabalığın, bu şehrin içinde yaşanan aşk savaşını gerçekçi ve etkileyici şekilde anlatan bir roman. Leyla, kendisine mutluluktan çok zarar veren bir ilişkiden yeni çıkmış ve hâlâ kendine gelememiş genç bir kadındır. Bir gece, barda tek başına oturmuş arkadaşlarını beklerken "hayallerinin erkeği" sayılabilecek bir adam tarafından hayat kadını sanılır ve aralarında tehlikeli bir oyun başlar. Bu ilişki Leyla'nın, aşka, erkeklere ama en çok da kendisine bakış açısını değiştiren bir maceraya dönüşür. Leyla, bir kadının aşk uğruna nelere katlandığını, hayal kırıklıklarını ve kadınla erkeğin bir ilişki içerisinde ne denli eşit olabildiklerini sorgularken, diğer yandan gerçek aşk ve yanılsama arasında kalıyor. Kitabın yazarlarından Dilek Bora, aktif olarak çalışma hayatının içinde yer alan bir inşaat mühendisi. Leyla gibi o da doğup büyüdüğü Kalamış'ta yaşıyor, işe gitmek için her sabah Leyla'yla aynı duraktan taksiye biniyor. Ona bu şehirde ya iş çıkışı Nişantaşı'nda oturmuş Leyla'yla sohbet ederken ya da Eminönü'nde Leyla gibi aceleyle vapura yetişmeye çalışırken rastlayabilirsiniz. Kitabın diğer yazarı Sinem Erülgen, parlak kariyeri, iş yaşamındaki başarıları, sahip olduğu birçok hobide kazandığı başarılarıyla kendinden söz ettiren biri. Türkiye'de genç ve yalnız bir kadın olmanın ne demek olduğunu en az Leyla kadar iyi biliyor...