Herkes tanıştığımızı, belki de iyi tanıştığımızı sanıyor; oysa, bugüne dek hiç karşılaşmadık Baptiste ile, Kazım Taşkent galerisinde açılacak sergisi için İstanbul'a geldiğinde göreceğiz birbirimizin yüzünü, ilk kez iş buraya gelesiye tuhaf, tatlı bir serüveni oldu ilişkimizin: Herşey, 1996 yılının yaz aylarında, burslu olarak gittiğim Bordeaux'dan ayrılmazdan bir gün önce, bütünüyle rastlantı eseri, yeni sergisinin açıldığı Galerie Remparts'ın önünden geçmemle başladı: İçeri girdim, karaya, anakaraya sürgün çıkmış bir denizadamının (bunu “denizkızı“nın karşılığı olarak kullandığımı bilmem vurgulamalı mıyım?), Ege'ye, Marmara'ya, Boğaziçi'ne dek sokulduğu bir yolculuktan koparıp getirdiği resimleri görünce, iki yüzücünün güzergahlarının kesiştikleri yerdeki karşılaşma anının bu olduğunu düşündüm, gece dönüp galerinin kapısının altından bir zarf attım içeriye şişedeki mektup sahibini buldu, telefonlar, mektuplar, karşılıklı izsürmeler, ortak çalışmalar, buraya kadar böyle geldik.
Herkes tanıştığımızı, belki de iyi tanıştığımızı sanıyor; oysa, bugüne dek hiç karşılaşmadık Baptiste ile, Kazım Taşkent galerisinde açılacak sergisi için İstanbul'a geldiğinde göreceğiz birbirimizin yüzünü, ilk kez iş buraya gelesiye tuhaf, tatlı bir serüveni oldu ilişkimizin: Herşey, 1996 yılının yaz aylarında, burslu olarak gittiğim Bordeaux'dan ayrılmazdan bir gün önce, bütünüyle rastlantı eseri, yeni sergisinin açıldığı Galerie Remparts'ın önünden geçmemle başladı: İçeri girdim, karaya, anakaraya sürgün çıkmış bir denizadamının (bunu “denizkızı“nın karşılığı olarak kullandığımı bilmem vurgulamalı mıyım?), Ege'ye, Marmara'ya, Boğaziçi'ne dek sokulduğu bir yolculuktan koparıp getirdiği resimleri görünce, iki yüzücünün güzergahlarının kesiştikleri yerdeki karşılaşma anının bu olduğunu düşündüm, gece dönüp galerinin kapısının altından bir zarf attım içeriye şişedeki mektup sahibini buldu, telefonlar, mektuplar, karşılıklı izsürmeler, ortak çalışmalar, buraya kadar böyle geldik.