Büyük Britanya'nın Türkiye Büyükelçisi Sir Hughe Knatchbull-Hugessen (1886-1971), İngiliz Dışişlerindeki kariyerine 1918 yılında Hollanda'da başlamış ve görevini 1947 yılında İngiltere'nin Belçika elçisi olarak tamamlamıştır. Hollanda, Brüksel, Baltık devletleri, İran, Çin ve Türkiye'de İngiliz Dışişleri için çeşitli kademelerde görev yapmıştır. 1908'de görevli olarak İstanbul'a gelmesine rağmen, en deneyimli döneminde, 1939-1944 yılları arasında Türkiye'de beş buçuk yıl kalmıştır. Amerika kıtası hariç, Asya, Avrupa ve Afrika'nın çoğu yerini görev gereği gezmiş ve gözlemlemiş olan Knatchbull-Hugessen'in özellikle Türkiye ile ilgili gözlemleri ve değerlendirmeleri çok ilgi çekicidir. Dönemin Almanya'sının Türkiye elçisi von Papen ile mücadelesi kayda değer. 1939-1944 Türkiye'sinin tarihi, özellikle İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı dönemi için karşılaştırmalı olarak paha biçilmez gözlem ve değerlendirmelerde bulunur. Ayrıca İran şahı Şah Rıza Pehlevi, Hollandalılar, Belçikalılar ve Türkler ile yorumları da çok ilginçtir. Türkiye'nin modernleşme sürecini anlamak için okunması gerek çok önemli bir kitap.
Ondan bir alıntı: “ Türklere gıpta ediyorum. Çok şerefliler, dürüstler, açık sözlüler ve insan onlarla olduğu zaman nerede durduğunu biliyor. İnsanın açık sözlü ve açık açık konuşabileceği ve karşılığını da aynı biçimde alabileceğini bildiği bir görevde olması büyük mutluluk.”
Büyük Britanya'nın Türkiye Büyükelçisi Sir Hughe Knatchbull-Hugessen (1886-1971), İngiliz Dışişlerindeki kariyerine 1918 yılında Hollanda'da başlamış ve görevini 1947 yılında İngiltere'nin Belçika elçisi olarak tamamlamıştır. Hollanda, Brüksel, Baltık devletleri, İran, Çin ve Türkiye'de İngiliz Dışişleri için çeşitli kademelerde görev yapmıştır. 1908'de görevli olarak İstanbul'a gelmesine rağmen, en deneyimli döneminde, 1939-1944 yılları arasında Türkiye'de beş buçuk yıl kalmıştır. Amerika kıtası hariç, Asya, Avrupa ve Afrika'nın çoğu yerini görev gereği gezmiş ve gözlemlemiş olan Knatchbull-Hugessen'in özellikle Türkiye ile ilgili gözlemleri ve değerlendirmeleri çok ilgi çekicidir. Dönemin Almanya'sının Türkiye elçisi von Papen ile mücadelesi kayda değer. 1939-1944 Türkiye'sinin tarihi, özellikle İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı dönemi için karşılaştırmalı olarak paha biçilmez gözlem ve değerlendirmelerde bulunur. Ayrıca İran şahı Şah Rıza Pehlevi, Hollandalılar, Belçikalılar ve Türkler ile yorumları da çok ilginçtir. Türkiye'nin modernleşme sürecini anlamak için okunması gerek çok önemli bir kitap.
Ondan bir alıntı: “ Türklere gıpta ediyorum. Çok şerefliler, dürüstler, açık sözlüler ve insan onlarla olduğu zaman nerede durduğunu biliyor. İnsanın açık sözlü ve açık açık konuşabileceği ve karşılığını da aynı biçimde alabileceğini bildiği bir görevde olması büyük mutluluk.”