“Bu can bu tende durdukça yazacağım” diyerek yazın yolculuğuna çıkan yazarın bu kitabı kendi söylemi ile son eseri.
Bu eserde şimdiye kadar hiçbir yerde bulamadığınız Öğretmen Okulları boykotlarının nasıl başladığını, karşıt düşüncedeki öğrencilerin birbirlerine nasıl acımasızca saldırdıklarını ve nasıl örgütlendiklerini, en önemlisi vatan, millet, bayrak ve bağımsızlık özleminin ne demek olduğunu tüyleriniz diken diken olarak okuyor ve o yıllara gidiyorsunuz.
Ayrıca işkence izinin kalmaması için insanın neden önceden ıslanıldığını ve daha sonra işkenceye maruz kaldığını, kendisini akraba olarak tanıtanların aslında sadece menfaat beklentisi içerisinde olduklarını okurken şaşkınlık, korku ve endişeyi aynı anda yaşıyorsunuz.
“Umarım ben toprağa kavuştuğumda, yani asıl ana kucağı dediğim toprakla buluştuğumda da “bu âlemden bir Adnan Gündüz geçti” denmesi.” Diyen Adnan Gündüz bu eseri ile sizleri bir geçmişe bir günümüze taşırken akıcı dilini yine konuşturuyor ve en az iki üç günde bitiririm denilerek alınan bu kitabın bir solukta nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz.
Alın ve okurken kendinizi yazarın gerçek dünyasına bırakın.
“Bu can bu tende durdukça yazacağım” diyerek yazın yolculuğuna çıkan yazarın bu kitabı kendi söylemi ile son eseri.
Bu eserde şimdiye kadar hiçbir yerde bulamadığınız Öğretmen Okulları boykotlarının nasıl başladığını, karşıt düşüncedeki öğrencilerin birbirlerine nasıl acımasızca saldırdıklarını ve nasıl örgütlendiklerini, en önemlisi vatan, millet, bayrak ve bağımsızlık özleminin ne demek olduğunu tüyleriniz diken diken olarak okuyor ve o yıllara gidiyorsunuz.
Ayrıca işkence izinin kalmaması için insanın neden önceden ıslanıldığını ve daha sonra işkenceye maruz kaldığını, kendisini akraba olarak tanıtanların aslında sadece menfaat beklentisi içerisinde olduklarını okurken şaşkınlık, korku ve endişeyi aynı anda yaşıyorsunuz.
“Umarım ben toprağa kavuştuğumda, yani asıl ana kucağı dediğim toprakla buluştuğumda da “bu âlemden bir Adnan Gündüz geçti” denmesi.” Diyen Adnan Gündüz bu eseri ile sizleri bir geçmişe bir günümüze taşırken akıcı dilini yine konuşturuyor ve en az iki üç günde bitiririm denilerek alınan bu kitabın bir solukta nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz.
Alın ve okurken kendinizi yazarın gerçek dünyasına bırakın.