Balkan fütuhatındaki ilk tutunma noktası, İsmet Paşa'nın Lozan Müzakerelerinde ‘Osmanlıların Edirne'den önce Avrupa'da kurmuş oldukları ilk başkentin mekanı' olarak tanımladığı Batı Trakya coğrafyası, 20. Yüzyılın başlarında çok hazin olaylara sahne olmuştur. 1913'te Balkan Savaşları'nın yaşandığı süreçte elden çıkan bu coğrafya için Evlad-ı Fatihan çocukları ilk Kuva-yı Milliye teşkilatını kurup itirazlarını ortaya koyarak 1913'te Türk tarihinin ilk Cumhuriyet denemesini burada gerçekleştirmiş, Batı Trakya Hükümet-i Müstakilesi'ni oluşturmuşlardır.
1913'ten 1918'e kadar Bulgar idaresinde kalan Batı Trakya, 1920'ye kadar I. Dünya Savaşı galiplerinin, bu tarihten sonra da Yunanistan'ın kontrolü altındadır. 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması ise Batı Trakya Türklüğüne Türkiye'nin garantörlüğünde “azınlık hukuku” sunmuştur. 1923'ten sonra Batı Trakya Türklerinden azınlık hukukunu içine sindiremeyenler çareyi Türkiye'ye göç etmekte ararken, topraklarını terk etmeyenler Türkiye ile Yunanistan arasındaki siyasî/diplomatik ilişkilerin seyrine göre yaşamlarını sürdüre gelmişlerdir.
Elinizdeki bu kitapta Batı Trakya Türklerinin bir asırlık vatandan kopuş ve azınlık olarak nasıl yaşadıklarının hikayesini bulacaksınız.
Balkan fütuhatındaki ilk tutunma noktası, İsmet Paşa'nın Lozan Müzakerelerinde ‘Osmanlıların Edirne'den önce Avrupa'da kurmuş oldukları ilk başkentin mekanı' olarak tanımladığı Batı Trakya coğrafyası, 20. Yüzyılın başlarında çok hazin olaylara sahne olmuştur. 1913'te Balkan Savaşları'nın yaşandığı süreçte elden çıkan bu coğrafya için Evlad-ı Fatihan çocukları ilk Kuva-yı Milliye teşkilatını kurup itirazlarını ortaya koyarak 1913'te Türk tarihinin ilk Cumhuriyet denemesini burada gerçekleştirmiş, Batı Trakya Hükümet-i Müstakilesi'ni oluşturmuşlardır.
1913'ten 1918'e kadar Bulgar idaresinde kalan Batı Trakya, 1920'ye kadar I. Dünya Savaşı galiplerinin, bu tarihten sonra da Yunanistan'ın kontrolü altındadır. 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması ise Batı Trakya Türklüğüne Türkiye'nin garantörlüğünde “azınlık hukuku” sunmuştur. 1923'ten sonra Batı Trakya Türklerinden azınlık hukukunu içine sindiremeyenler çareyi Türkiye'ye göç etmekte ararken, topraklarını terk etmeyenler Türkiye ile Yunanistan arasındaki siyasî/diplomatik ilişkilerin seyrine göre yaşamlarını sürdüre gelmişlerdir.
Elinizdeki bu kitapta Batı Trakya Türklerinin bir asırlık vatandan kopuş ve azınlık olarak nasıl yaşadıklarının hikayesini bulacaksınız.