Ama dışarı ben çıktım. Belki başkaları da peşimden gelir ve hava alırdın biraz. Seninle yalnız kalamazdım. Yalnız kaldığımızda seni öldürmekten korkuyordum. Tek başımayken işler yolunda gitmezse bana, dik oturtsaydın diyeceklerdi, sırtını ovaladın mı? Tuzlu ayran verseydin. Yok sarımsak. Dil altı. Ölmeyecekti, ölmezdi. Sen öldürdün onu, sen, sen. Halbuki hepsi ölmeni istiyordu.
Bazen Çok, kara mizahı evlere, kışlalara, hastane odalarına yani hayata taşıyor. Fakat bunu yaparken kurallarını kendi belirleyen bir dünya karşısında soğukkanlılığını ve umursamazlığını koruyor. Ayakta kalabilmek için gerekli bir ruh haritası belki de Bazen Çok.
Ama dışarı ben çıktım. Belki başkaları da peşimden gelir ve hava alırdın biraz. Seninle yalnız kalamazdım. Yalnız kaldığımızda seni öldürmekten korkuyordum. Tek başımayken işler yolunda gitmezse bana, dik oturtsaydın diyeceklerdi, sırtını ovaladın mı? Tuzlu ayran verseydin. Yok sarımsak. Dil altı. Ölmeyecekti, ölmezdi. Sen öldürdün onu, sen, sen. Halbuki hepsi ölmeni istiyordu.
Bazen Çok, kara mizahı evlere, kışlalara, hastane odalarına yani hayata taşıyor. Fakat bunu yaparken kurallarını kendi belirleyen bir dünya karşısında soğukkanlılığını ve umursamazlığını koruyor. Ayakta kalabilmek için gerekli bir ruh haritası belki de Bazen Çok.