İnsanların özgürce konuşamadığı, hırsızların korunup aklandığı ve baş tacı edildiği,mizahın yapılamadığı, tiyatronun, bale ve operanın öldürüldüğü, memleketinin yeşil alanlarının, koylarının, parklarının, hazinesinin yağmalandığı ve eşe dosta, oğullara peşkeş çekildiği, şehirlerin üzerine beton döküldüğü, yer altı su kaynaklarının, ormanların rant sağlama hırsıyla çılgınca projelere kurban edildiği, bulvar kaldırımlarının fuhuş pazarlığı yapan travestilerle ve fahişelerle açık genelevlere dönüştüğü, çocuk tecavüzcülerinin bürokrasinin ve yargının elbirliğiyle korunup aklandığı, zavallı mağdurların ise suçlu ilan edilir olduğu, devlet kurumlarının tabelalarından TC'nin kaldırıldığı, ülkenin yol geçen hanına döndüğü,millî bayramların utanarak, korkarak kutlanır olduğu, çalınan paralarla, haram ve kirli kazançlarla hac ve umreye gidildiği,neredeyse Türk olmanın suç sayılacağı yozlaşmış ve kokuşmuş bir düzende ve atmosferde, tabi ki,cezaevinde olmayı kendime bir nimet ve şeref addederim.
İnsanların özgürce konuşamadığı, hırsızların korunup aklandığı ve baş tacı edildiği,mizahın yapılamadığı, tiyatronun, bale ve operanın öldürüldüğü, memleketinin yeşil alanlarının, koylarının, parklarının, hazinesinin yağmalandığı ve eşe dosta, oğullara peşkeş çekildiği, şehirlerin üzerine beton döküldüğü, yer altı su kaynaklarının, ormanların rant sağlama hırsıyla çılgınca projelere kurban edildiği, bulvar kaldırımlarının fuhuş pazarlığı yapan travestilerle ve fahişelerle açık genelevlere dönüştüğü, çocuk tecavüzcülerinin bürokrasinin ve yargının elbirliğiyle korunup aklandığı, zavallı mağdurların ise suçlu ilan edilir olduğu, devlet kurumlarının tabelalarından TC'nin kaldırıldığı, ülkenin yol geçen hanına döndüğü,millî bayramların utanarak, korkarak kutlanır olduğu, çalınan paralarla, haram ve kirli kazançlarla hac ve umreye gidildiği,neredeyse Türk olmanın suç sayılacağı yozlaşmış ve kokuşmuş bir düzende ve atmosferde, tabi ki,cezaevinde olmayı kendime bir nimet ve şeref addederim.