İkinci El
Bir dönem romanı olan Ben de Sana Onu Söyleyecektim, yüzme bilmeden okyanusa açılan cesur bir işçinin hikâyesi. Onun değişip dönüşme süreci aynı zamanda sınıfın örgütlenmesi sürecidir. Kerem'in şahsında işçi sınıfı mücadelesinin ve partileşme sürecinin bir kesiti. Bir örgüt, mücadele, direniş ve aşk romanı…
“O gece çok geç saatte eve ulaştılar. Önce duş aldı. Ellerindeki yaralar, omzuna yediği taşların bıraktığı morluklar iyice açığa çıktı. Bir şeyler yiyip uzandı. Sabah işe gitmeyecekti. Gidip tuzağa düşmemeliydi. Yoldaşlar da öyle demişti. Hadi Çalışkan'ı hatırladı. Şantiyedeki ilk direnişi, onun etkileyici işçi önderi ve direnişçi ruhlu halini gözlerinin önüne getirdi. Hadi, o akşam her zaman kaldığı barakada bile kalmamıştı. Bir an tereddüde kapıldı:
Ya ev basılırsa...”
Ender İmrek, politik yaşamla genç yaşlarda tanıştı. Aralık 1979'da Adana'da gözaltına alındı, birkaç ay tutuklu kaldı. 12 Eylül Askerî Darbesinden sonra tekrar gözaltına alındı. Aylarca süren polis sorgusundan sonra tutuklandı. Üç yılı aşkın süre cezaevinde kaldı. Yargılandığı davalardan beraat etti. Seksenli yılların ortalarında yeniden politik ve örgütsel çalışmalar içinde yer aldı. Siyasi parti kuruculuğu ve yöneticiliği de yapmış olan İmrek'e, politik çalışmaları, yazıları ve konuşmaları nedeniyle davalar açıldı, cezalar verildi. Kürt sorununun demokratik çözümü kapsamlı yazılarından dolayı, bir etkinlikte “Dersim” dediği için yargılandı. İşçi çalışmasında, sınıfın ve emekçilerin örgütlenmesi mücadelesinde, Ünaldı Dokuma İşçileri Direnişi'nin örgütlenmesinde yer aldı.
Gezi Direnişini yönetmiş olmak iddiasıyla hakkında açılan davada yaptığı savunmada; “Böylesi bir halk direnişini yönetmekten gurur duyardım. Ama bu, kimsenin özel telkini olmadan kendi iradeleriyle alanlara çıkan milyonlara, baskıya ve şiddete boyun eğmeyen, direnirken hayatını kaybeden, yaralanan, sakat kalanlara saygısızlık olur…” diyerek direnişi savundu. Arkadaşlarıyla birlikte beraat etti. Evrensel gazetesi köşe yazarı olan İmrek “Yolsuzluk, Hırsızlık, Rüşvet Gizlenebilir mi?” başlıklı yazısından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret iddiasıyla açtığı davadan da beraat etti
İkinci El
Bir dönem romanı olan Ben de Sana Onu Söyleyecektim, yüzme bilmeden okyanusa açılan cesur bir işçinin hikâyesi. Onun değişip dönüşme süreci aynı zamanda sınıfın örgütlenmesi sürecidir. Kerem'in şahsında işçi sınıfı mücadelesinin ve partileşme sürecinin bir kesiti. Bir örgüt, mücadele, direniş ve aşk romanı…
“O gece çok geç saatte eve ulaştılar. Önce duş aldı. Ellerindeki yaralar, omzuna yediği taşların bıraktığı morluklar iyice açığa çıktı. Bir şeyler yiyip uzandı. Sabah işe gitmeyecekti. Gidip tuzağa düşmemeliydi. Yoldaşlar da öyle demişti. Hadi Çalışkan'ı hatırladı. Şantiyedeki ilk direnişi, onun etkileyici işçi önderi ve direnişçi ruhlu halini gözlerinin önüne getirdi. Hadi, o akşam her zaman kaldığı barakada bile kalmamıştı. Bir an tereddüde kapıldı:
Ya ev basılırsa...”
Ender İmrek, politik yaşamla genç yaşlarda tanıştı. Aralık 1979'da Adana'da gözaltına alındı, birkaç ay tutuklu kaldı. 12 Eylül Askerî Darbesinden sonra tekrar gözaltına alındı. Aylarca süren polis sorgusundan sonra tutuklandı. Üç yılı aşkın süre cezaevinde kaldı. Yargılandığı davalardan beraat etti. Seksenli yılların ortalarında yeniden politik ve örgütsel çalışmalar içinde yer aldı. Siyasi parti kuruculuğu ve yöneticiliği de yapmış olan İmrek'e, politik çalışmaları, yazıları ve konuşmaları nedeniyle davalar açıldı, cezalar verildi. Kürt sorununun demokratik çözümü kapsamlı yazılarından dolayı, bir etkinlikte “Dersim” dediği için yargılandı. İşçi çalışmasında, sınıfın ve emekçilerin örgütlenmesi mücadelesinde, Ünaldı Dokuma İşçileri Direnişi'nin örgütlenmesinde yer aldı.
Gezi Direnişini yönetmiş olmak iddiasıyla hakkında açılan davada yaptığı savunmada; “Böylesi bir halk direnişini yönetmekten gurur duyardım. Ama bu, kimsenin özel telkini olmadan kendi iradeleriyle alanlara çıkan milyonlara, baskıya ve şiddete boyun eğmeyen, direnirken hayatını kaybeden, yaralanan, sakat kalanlara saygısızlık olur…” diyerek direnişi savundu. Arkadaşlarıyla birlikte beraat etti. Evrensel gazetesi köşe yazarı olan İmrek “Yolsuzluk, Hırsızlık, Rüşvet Gizlenebilir mi?” başlıklı yazısından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret iddiasıyla açtığı davadan da beraat etti